Seyahat

Aklımdaki Skagen

Geçen yıl uzun zamandır hayallerimi süsleyen büyük Danimarka gezisini sonunda gerçekleÅŸtirebildim. Bu gezi hakkında o kadar çok düşünmüş ve geziyi öyle ayrıntılı planlamıştım ki  uçaÄŸa binerken kurduÄŸum düşlerin büyüklüğü altında eziliyordum. Ne de olsa hiçbir ÅŸey hayallerinizdeki kadar ideal olamaz.  Ne mutlu ki Danimarka korkularımı boÅŸa çıkardı ve gezi hayal ettiÄŸimden bile güzel geçti. Gezinin son günlerini en çok görmek istediÄŸim kasaba olan Skagen’e ayırmıştım. Skagen ressamlarının orada yarattığı ortamın miraslarını ve bu güzel balıkçı kasabasını o kadar çok görmek istiyordum ki uzun bir yolculuÄŸun ardından Skagen tabelasını gördüğümde mutluluktan aÄŸlamak ve dans etmek arasında kaldım (beni tanıyanlar doktoramı moonwalk üzerine yaptığımı bilirler)

Danimarka’da ÅŸehir tabelalarına yukarıda gördüğünüz fotoÄŸraftaki gibi o ÅŸehri temsil eden bazı figürler koyuyorlar. Åžehrin simgesi olan katedral, hayvanat bahçesi, viking simgeleri gibi. Skagen’e doÄŸru yol alırken Skagen tabelası üzerinde ne göreceÄŸimi çok merak ettim. Açıkçası Marie ve Peder Severin Krøyer, Anna ve Michael Ancher, Drachmann gibi Skagen’in simgesi sanatçılarının baÅŸlarının silüetlerini görür müyüm diye biraz heyecanlanmıştım. Bu tatlı binalar da fena deÄŸil ama deÄŸil mi? 

Skagen çok ufak ve çok güzel bir kasaba. GiriÅŸindeki evlerde “ART” (“Sanat”) tabelaları olması beni çok eÄŸlendirdi. Skagen’de sanat sadece olduÄŸu yerde durmuyordu, taşıyordu.

skagen painters

Skagen’e gitmek istememdeki en önemli sebeplerden biri Skagen Müzesi’ni ziyaret etmek için içimde duyduÄŸum müthiÅŸ arzuydu. O yüzden ilk olarak oraya koÅŸtum. Müzede Skagen sanatçıları ile günümüz Danimarkalı ressamların eserlerinin iliÅŸkili olarak sunulduÄŸu çok güzel bir sergi vardı. GiriÅŸte Skagen ressamlarının portreleri önünde saygı duruÅŸunda bulunduktan sonra bu sergiyi gezdim ve görmek istediÄŸim pek çok eserle karşılaÅŸtım.

skagen museum collection

Christian Krohg’la tekrar karşılaÅŸma öykümü daha önce size ballandıra ballandıra anlattığım için bu mevzuyu hızlıca geçiyorum.

christian krohg

Bunun birazcık tuhaf olduÄŸunu kabul ediyorum: Skagen’le ilgili takıntı haline getirdiÄŸim bir diÄŸer konu ise Kumla Kaplı Kilise’yi görmekti. O yüzden ikinci durağım bu kilise oldu. Bu kilise 14. yüzyılda yapılmış. 18. yüzyılda Skagen’de büyük kumullar oluÅŸmuÅŸ ve kilisenin büyük bir kısmı kumların altında kalmış. Åžu an sadece kulesini görebiliyoruz. Ben fotoÄŸraflarını ilk gördüğüm andan beri bu kulenin büyüsüne kapılmış durumdayım. O yüzden aÅŸağıdaki manzarayla karşılaÅŸtığımda kalbim duracak gibi oldu.

sand covered church road

Skagen ve aslında tüm Danimarka ile bir tespitim var. Herhangi bir yere giderken yolda, çevrede hiç kimseyi görmüyorsunuz. Ancak mekana ulaştığınızda herkesi orada buluyorsunuz. Bu insanlar bu mekana nasıl ulaşıyor, sonra nasıl görünmez oluyorlar hiç bilmiyorum. Zaten bu literatüre büyük Danimarka gizemi olarak geçmiş bir durum. Bence sorgulamamakta fayda var.

sand covered church

Kilisenin çevresinde bir hayli zaman geçirip çekilebilecek bütün fotoğrafları çektikten sonra kasabaya geri döndüm. Skagen öyle güzel bir yer ki her yerde sizi iyi hissettirecek bir şeyler görebiliyorsunuz. Mesela aşağıdaki şu tatlı eve bakın. Aramızda kalsın, bu evin muhteşem de bir deniz manzarası var.

small house in silence

Kasabada bu seferki durağım Skagenli ressamlar Anna ve Michael Ancher’ın eviydi. Anna, Skagenli bir otel sahibinin kızıymış. Michael resim yapmak için kasabaya geldiÄŸinde Anna ile tanışmış ve evlenmiÅŸler. Ressam çift Anna’nın babasının evinde ölünceye kadar birlikte yaÅŸamışlar.

Anna ve Michael’ın eviyle ilgili büyük beklentilerim yoktu. Ama en çok sevdiÄŸim yerlerden biri oldu. Arka bahçede kendileri gibi ressam olan kızları Helga’nın da eserlerini görebileceÄŸiniz küçük bir kulübe daha var.

ancher house

Ancher’ların bu kırmızı evinin önünde kırmızı kazağımla bir de fotoÄŸraf çektirdim. Bu fotoÄŸrafın Ancher’larla ilgili yazacağım kitabın sözleÅŸmesi olduÄŸunu iddia edenler çıktı. EÄŸer bu kitap beni Skagen’e yeniden götürecek bir sebep olacaksa sözleÅŸmeye itiraz etmeyip gönüllü boyun eÄŸerim.

Evdeki eserlere ve geri kalan tüm detaylara ise bayıldım. İçeride Danca bir tur vardı. Hiçbir şey anlamadığım için her şeyin fotoğrafını çektim. Evi dolaştıkça çiftin yaşamına özendim.

anna and michael ancher house

Masao Yamamoto’nun Barcelona’da açtığı serginin ismi Sessizlikteki Küçük Åžeyler’miÅŸ. Ancher evinin sessizliÄŸinde de o kadar çok küçük ÅŸey vardı ki.

small things in silence

small things

Aşağıdaki gibi tanıdık tezgahlarla karşılaşmanın keyfi ise bambaşkaydı.

anna ancher - Pigen i kokkenet

Ancher evinden çıktıktan sonra ÅŸair ve ressam Holger Drachmann’ın evine gittim. O güzel evde niyeyse hiç fotoÄŸraf çekmemiÅŸim.

Skagen’de güneÅŸi batarken izleyebileceÄŸiniz iki yer var. Daha önce kumullardan bahsetmiÅŸtim. Bir dönem bu kumulların tüm kasabayı kaplaması tehdidiyle karşı karşıya kalmışlar. Neyse ki bu sorunu çözülmüş. Ama yarımadanın ortasındaki kumulları yeniden yeÅŸillendirmemiÅŸler. Bu yüzden Danimarka’nın en kuzeyinde bir çöl var. Buraya çöl mü deniyor bilmiyorum ama gördüğünüz ÅŸey bildiÄŸimiz çöl. Ä°nsanlar güneÅŸin batması yaklaÅŸtığında içkilerini alıp bir kumulun tepesine yerleÅŸiyor. Çok fazla insan da olmadığı için diÄŸer grupların varlığını fark etmiyorsunuz. Burada güneÅŸin batışını izlemek ve geceyi geçirmek dünyanın en güzel ÅŸeylerinden biri.

sand dune

Skagen’de güneÅŸin batışının izlenebileceÄŸi en güzel yerlerden diÄŸeri ise kasabanın batı tarafındaki yerleÅŸim yerinin plajı. Ä°nsanlar akÅŸam üstünü bu plajda geçirip güneÅŸi batırdıktan sonra evlerine dağılıyorlar ve bunun nasıl mümkün olduÄŸunu bilmiyorum ama hem çölde hem de bu plajda gördüğüm güneÅŸ ile her gün gördüğümüz güneÅŸin aynı olmadığına yemin edebilirim. Plajda fotoÄŸraf çekmek aklıma gelmediÄŸi için buraya fotoÄŸrafı ekleyemiyorum ama bana inanın.

light house skagen

Bu yazıyı yazmayı Skagen’de döndüğüm günden beri istiyorum ama her yazımda en az bir kez ÅŸikayet ettiÄŸim gibi hayatım o kadar yoÄŸun ki bir türlü fırsat bulamadım. Peki ne oldu da ÅŸimdi yazdın diye soracaksınız, lütfen sorun, çok eÄŸlenceli bir cevabım var.

Sosyal medya benim senelerce kendimi sakınmamı haklı çıkartacak kadar acayip bir yer. Geçen haftalarda Instagram’da bir hesabın Skagen sahilinde Krøyer’in Skagen’in Güney Sahilinde Anna Ancher ve Marie Krøyer’le bir Yaz AkÅŸamı tablosunun kartpostalıyla çektiÄŸi fotoÄŸrafı “Skagen’in güney sahilinde 120 senedir deÄŸiÅŸen bir ÅŸey yok” notuyla paylaÅŸtım. FotoÄŸrafı ÅŸuradan görebilirsiniz. Bu fotoÄŸrafın altına yorum bırakan biri şöyle demiÅŸ: “Gittin de mi biliyorsun?” Bu yorum beni çok eÄŸlendirdi ve güldürdü. Bu kadar yıl kendimi korumama raÄŸmen olan olmuÅŸ ve “pics or it didn’t happen”dan kurtulamamıştım iÅŸte. Kendi kendime “evet, gittim!” dedim. Madem kanıt lazımdı, o kanıtı gösterecektim. Bu yazıyı da gittiÄŸimin kanıtı olarak buraya bırakıyorum.

Bu arada aÅŸağıda çektiÄŸim fotoÄŸrafla bir kere daha söylemek isterim ki “Skagen’in güney sahilinde 120 senedir deÄŸiÅŸen bir ÅŸey yok” :)

skagen beach

Skagen’den ayrılmak bana çok zor geldi. Sanki yüzbin yıldır orada yaÅŸamam gerekiyormuÅŸ da sürgünde sürünüyormuÅŸum gibi hissettim. Ama kendi kendime bir söz verdim: O Skagen’e bir kez daha gidilecek ve bu sefer çok daha uzun (mümkünse bir ömür) kalınacak!

O güne kadar, hoşçakal Skagen.

skagen

Previous Post Next Post

Bir de bu yazilar var

2 Yorum

  • Reply musti a.. 01/09/2016 at 01:09

    fakat sayın malik, önemli bir nokta da şu ki, yüzyirmi yıl önce de gittiniz mi?
    [tabii ki kıskanmadım. ne alakası var!]

    • Reply Bahar Malik 01/09/2016 at 09:13

      120 yıl öncesi için “In Kroyer we trust” diyoruz :)

    Leave a Reply to Bahar Malik