Bu kategorinin altındaki yazıları inceliyorsunuz:

Kısa kısa

Kısa kısa, Seyahat

Paris

Geçen hafta, “Paris is always a good idea” diyerek ÅŸehri ziyaret ettim. Daha önce hiç bu mevsimde gitmemiÅŸtim. Mayıs Paris’inin hem çok iyi yanları hem de bazı kötü yanları var. Åžehrin bahçelerinin çiçeklenmesi, gün ışığından daha uzun süre yararlanma, lavanta kokuları ve mevsimin güzelliÄŸinin getirdiÄŸi diÄŸer etkiler harikulade. Ama maalesef Paris çok kalabalık. Galiba tahmin ettiÄŸimden daha fazla sayıda ölü iyi Amerikalı varmış ve her iyi Amerikalı gibi ölünce Paris’e gitmiÅŸler (bu kuralın Japonlar için de iÅŸlediÄŸine kanaat getirdim).

Gerçek bir sosyal medya özürlüsü olarak bir süre önce (sonunda) bu blog için bir twitter hesabı aldım. BaÅŸlarda güncelleme ile ilgili problemler yaÅŸadım (çünkü unutuyordum) ama Paris gezisini bir fırsat olarak görüp düzenli güncellemelere baÅŸladım. Yeni yazılardan haberdar olmak ve mini bilgi/haber/düşüncelerimi duymak ya da fotoÄŸraflarımı izlemek isterseniz @guzelonlublog‘u takip edebilirsiniz. Paris’le ilgili daha fazlası da bu hesapta mevcut.

paris

Bu Paris gezimin teması “Paris’te turist olmak”tı. Bazı arkadaÅŸlarım dalga geçtiler ama söylemekten çekinmiyorum: Eyfel’e bile çıktım. Bir sabah ise Versailles Sarayı’na gittim. Bugünkü yazımı orada çektiÄŸim mavi Versailles gökyüzü ile bitirmek istiyorum. Senelerdir göğe bakmadığımı dehÅŸetle fark ettiÄŸim o günden sonra gökyüzüne bakma konusunda bir takıntım oluÅŸtu. Hele de böyle güzelse saatlerce gözlerimi yukarı dikebilirim.

Madem artık sosyal medyada varım, o zaman fotoğraf hakkında şu önemli açıklamayı yapmadan yazıyı sonlandırmayayım: #nofilter.

versailles

Günlerin getirdikleri, Kısa kısa

Bugün Cuma

benim pembe kolaj hayatim

Aslında bugün buraya yazacak bir ÅŸeyim yok. Ama bir hafta önce yaptığım “ufak” bir hatadan dolayı blog’umu kaybettim ve ancak bu sabah yeniden kazanabildim. Bu sevinç bende bir ÅŸeyler anlatma ihtiyacı doÄŸurdu.

Eski zamanlarda yazdıklarımı takip edenler, ufakken yaÅŸadıklarımı kaydetme tutkusuna yenik düşerek birkaç talihsiz gün geçirdiÄŸimi (belki) hatırlar. Günümüzde bunu yapmanın, benim heves ettiÄŸim günlere nazaran çok kolay olduÄŸunu fark edince bir ay boyunca her anımı kaydettim ve bu albümün ismine “baaaaranımın olaÄŸanüstü sıkıcı hayatı” koydum. Elit yorumlarım ve en sevdiÄŸim fotoÄŸraflar özel hayatın gizliliÄŸi prensibine kurban gidince geriye yukarıdaki seçki kaldı.

Pek çok insanın blogların sonunun geldiÄŸini düşündüğünü biliyorum. Oysa ben bugünlerde blogların altın çağını yaÅŸadığı kanaatindeydim. Bazen o kadar güzel ÅŸeyler okuyorum ki bu güzelliÄŸin yanından bile geçemiyor olma kompleksim zaten çok sık hissetmediÄŸim yazma hevesimi iyiden iyiye köreltiyor. Neyse tüm bunları boÅŸverelim ve bu “yaÅŸasın Cuma!” gününü her bir fotoÄŸrafın baÅŸka türlü güzel/ilham verici olduÄŸu ÅŸu blog yazısıyla kutlayalım: yaÅŸasın cuma linki.

Fotoğraf çektim, Kısa kısa

Yaşlı adamlar

old man

Bu fotoÄŸrafı çekeli beÅŸ sene olmuÅŸ. Bunu yazıyorum çünkü Güzelonlu’yu açıp en son ne zaman yazdığıma her baktığımda fotoÄŸrafı çekeli beÅŸ sene olmasına ÅŸaşırdığım kadar ÅŸaşırıyorum.

Yukarıdaki fotoÄŸrafın aklıma gelmesinde sürekli karşılaÅŸtığım iki yaÅŸlı adamı son bir senedir görmemenin tedirginliÄŸi rol oynadı. Umarım iyilerdir. Ä°nsan, hayatta “Çöplükkk bunlarr!” diye bağıran yaÅŸlı erkekler kadar neye özlem duyar ki zaten?