Etiket:

Goya

Sanat üstüne

Gizli alanlar

İspanyol sanatçı José Manuel Ballester Gizli Alanlar (Espacios Occultos)  ismini verdiği serisinde klasik tabloların fotoğraflarını çekmiş ve dijital ortamda bu tablolardaki insanların hepsini silmiş. Böylece resimlerde insan figürleri yüzünden arka planda kalan tüm gizli alanlar görünür hale gelmiş. Fikir çok orijinal olmasa da ortaya çıkan sonuç bir hayli enteresan ve ilk bakışta çarpan cinsten.

Ballester’in bu çalışmalarıyla ilk kez geçen sene karşılaÅŸmıştım. Ama o günlerde Ä°nternet’te konuyla ilgili fazla kaynak bulanamıyordu. Bilboa’daki Guggenheim birkaç eserini satın alınca Ballester de o gizli yerinden çıktı ve Ä°nternet’te “görünür” oldu.

Daha fazla uzatmadan sizi sanatçının Gizli Alanlar serisinden örneklerle baÅŸbaÅŸa bırakacağım. Sizce en çarpıcısı hangisi? Ben Goya’nın Üç Mayıs‘ı ile Bosch’un Dünyevi Zevkler Bahçesi arasında gidip geliyorum.

Son AkÅŸam YemeÄŸi – Leonardo da Vinci, 1498

jose manuel ballester -last supper OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Sanat üstüne

Bir kez daha Goya

Artık iyice yaÅŸlandığımdan mı yoksa çalışmaktan sıtkım sıyrıldığından mı bilemiyorum ama ne Internet’te ne kitaplarımın arasında yeterince vakit geçirebiliyorum. Son bir ayda iki büyük Internet baÅŸarım var.

  1. Jonathan Franzen’ın çok konuÅŸulan makalesini yayımlandıktan üç hafta sonra sonunda okuyabildim. Geç kalmış olsam da tebrik etmek isteyenleriniz varsa kabul ederim çünkü önce konuÅŸulanları duymuÅŸ sonra makaleyi okumuÅŸ biri olarak konuÅŸanların büyük çoÄŸunluÄŸunun Franzen’ın uzun ve yeni bir ÅŸey söylemeyen makalesini bitiremediklerine emin gibiyim.
  2. Ä°nternet’i okumayıp resimlerine baktığım anlarda bugün bazılarını sizinle paylaÅŸacağım çok güzel fotoÄŸraflar buldum.

Sizlerle daha önce “müze ziyaretçileri” baÅŸlıklı yazıda sanatı takdir eden insanların fotoÄŸraflarını paylaÅŸmıştım. Bu yazıdan sonra da takıntılı bir ÅŸekilde bu fotoÄŸraflardan aramaya devam ettim ve dün gece fark ettim ki bu sayede elimde Goya tablolarıyla ilgili çok sayıda fotoÄŸraf birikmiÅŸ. Bugün bunların en ilginçlerini sizle paylaÅŸmak istiyorum çünkü çok güzeller ve neden paylaÅŸmayayım ki?

Ä°lk fotoÄŸrafı, Martine Franck‘ın 1993 yılında Prado Müzesi’nde çektiÄŸi bir dizi fotoÄŸrafın arasında buldum. Goya’nın 3 Mayıs 1808 adlı tablosunu inceleyen ziyaretçi, dikkatini Fransızlar tarafından infaz edilmiÅŸ Ä°spanyol direnişçilerine vermiÅŸ. Benim bu tablodaki en sevdiÄŸim detay merkeze yerleÅŸtirilmiÅŸ beyaz gömlekli direnişçinin sol kolunun altındaki korkuyla ölümü bekleyen adamdır (sevmek için garip bir detay olduÄŸunun farkındayım).

martine franck - goya - prado museum OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Günlerin getirdikleri, Sanat üstüne

Goya geldi

Geçen Cumartesi Pera Müzesi’nde açılan Goya: Zamanının Tanığı sergisini bir kez daha ziyaret ettim. Ä°lk ziyaretimde sınıf birincisi ilkokul öğrencileri gibi sürekli bir ÅŸeyler söylemek istediÄŸim (ama tüm kibarlığımla sustuÄŸum) rehberli tura katıldığım, ikincisini ise kısıtlı zamanda tamamladığım için üçüncü gidiÅŸim en içime sineni oldu.

Serginin açılacağını ilk duyduÄŸum günden beri gizli kalp çarpıntıları içindeydim. Türkiye’de açılan sergilerin içeriÄŸini şöyle bir düşündüğümde kendimi fazla heyecanlanmamak için telkin ediyordum. Ancak gene de gelen Goya’ydı ve ne olursa olsun hayal kırıklığına uÄŸramayacağıma inanıyordum. UÄŸramadım da. OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Sanat üstüne

O kadar sevdim ki resmini

Goya gençlik günlerinde ne zaman para sıkıntısı yaÅŸamaya baÅŸlasa Real Academia de Bellas Artes de San Fernando yani Madrid’deki Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’nin yetenek sınavlarına girip kapağı “maaÅŸlı” bir iÅŸe atmasını saÄŸlayacak diplomanın sahibi olmaya çalışırmış. Söylenenlere göre ressam üç kere girdiÄŸi bu sınavların ilk ikisinde jürinin oy birliÄŸi ile okula kabul edilmemiÅŸ.

Hayatta en çok merak ettiÄŸim konulardan biri sanatçının bu iki seçmede jüriye hangi tablolarını sunduÄŸudur. Goya ile ilgili birçok kitap ve Internet’te belki de yüzlerce kaynağı karıştırmama raÄŸmen bu soruma yanıt bulamadım. Oysa ilk ikisinde giriÅŸ izni vermeyen jürinin kalbini nasıl yumuÅŸattığı ve Akademi’nin kapısını nasıl açtığı hemen hemen her yerde yazar: 1780 tarihli Ä°sa Çarmıhta tablosu ile.

Ben bazı zamanlarda çok sevdiÄŸim Goya kitaplarımdan birini elime alıp bu tablonun olduÄŸu sayfayı açar ve Goya’nın gelmiÅŸ geçmiÅŸ en kötü tablosu ile dönemin Madrid’inin önde gelen sanat topluluÄŸuna kabul edilmiÅŸ olmasına gülerim. Eminim, bu öyküden baÅŸka birileri “yaÅŸam dersi” çıkartıp bu dersi allayıp pullayarak sunabilirler. Ama üzerine basarak söylüyorum: Bence bu olay sadece çok komiktir ve ötesi yoktur.

AÅŸağıda eski günleri yadetmek isteyenler için Goya yazılarına linkler veriyorum. Gündüz düşlerimizde bir sonraki bölümün ismi ise bir baÅŸka harika rüya olan “EÄŸer Mengs olmasaydı?”. Hepinizi beklerim.

1. Bye Bye Love / 2. Sansür / 3. Gene Goya

Fotoğraf çektim, Sanat üstüne

Gene Goya

Ä°spanya Hanedanı daha çirkinlerini görmemiÅŸ olsa gelmiÅŸ geçmiÅŸ en çirkin kral olabilecek III. Carlos ve çirkinlikte onunla yarışan oÄŸlu IV. Carlos (ve onların çirkin evlatları, eÅŸleri, kardeÅŸleri…) maalesef Goya’nın patronlarıydı. Habsburg’larla baÅŸlayıp Bourbon’larla devam eden saltanattaki bu uÄŸursuzluk hakkında saatlerce konuÅŸabildiÄŸimi daha önce kanıtladığım için bunu bir kez de burada tekrarlamayacağım, korkmanıza gerek yok. Sadece bu muhabbetlerden birinin sonucunda II. Carlos’un portrelerine baktığımız Baykal’ın “bu adamın kral olduÄŸuna emin misiniz? Kaynak gösterir misiniz?” tepkisini sizinle paylaÅŸmamın konuyu kapatmak için yeterli olduÄŸu kanısındayım.

Goya’ya III. Carlos döneminde sarayı süslemek üzere yapılacak duvar halılarının örnek kartonlarını hazırlama görevi verildiÄŸinde ressamın bundan büyük bir mutluluk duyduÄŸuna eminim. Çünkü Goya’nın o günlerdeki amacı (tahmin edebileceÄŸiniz üzere) sanatını arzu ettiÄŸi gibi icra edebilmek deÄŸil, saraya bir ÅŸekilde kapağı atabilmekti. Bu iÅŸe IV. Carlos tahta geçtikten sonra dahi devam ediyor olmasının yani duvar halısı iÅŸinden daha fiyakalı bir göreve atlama yapamamış olmasının ise onda biraz moral bozukluÄŸu yarattığını ben deÄŸil tarih yazıyor. OKUMAYA DEVAM EDÄ°N