Etiket:

Samuel Beckett

Güzel şeyler

Güzel ÅŸeyler no.5: Samuel Beckett’in bizzat kendisi

Anketlerden çok korkarım. Birisi bana en sevdiğim romanı, yazarı, ressamı, müzisyeni sorarsa diye ödüm kopar. Bu tip soruların beni bu kadar dehşete düşürmesinin sebebini önceleri anlayamıyordum. Ama zamanla fark ettim ki değişik dönemlerde birbirinden çok farklı konulara takıntılı bir şekilde yaklaştım ve bu takıntılarımdan herhangi birinin bir müsabakada (anket) galip gelmesini istemiyorum.

Pek çok güzeli çok sevmeme rağmen her zaman bir rüya takımım da oldu. Samuel Beckett de bu takımın en önemli üyelerinden biri. Rüya takımımdaki insanlara karşı o kadar farklı şeyler hissediyorum ki örneğin onlardan alıntı yapamıyorum (çünkü eserlerinin bütün olarak muhteşem olduğuna inanıyorum ve parçalanmalarını istemiyorum) ya da isimlerinin sonuna -ciğim ekleyerek konuşamıyorum (çünkü ne haddime?) ya da onlara olan sevgi ve saygımı fazla dillendirmiyorum (çünkü onları var eden benim sevgim değil).

OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Kitaplar

Kitaplar

kitapBugün sizi iyi yetiÅŸtirilmiÅŸ bir güneyli hanımefendisi misali “hühü” diye selamlıyorum. Nasılsınız acaba?

Her yıl kitabevi dolaÅŸma sıklığımın biraz daha azalması beni üzüyor. Internet’ten alışveriÅŸin çok kolaylaÅŸmasına ve dahası mobil okuma araçlarına karşı koyamıyorum (Kindle’ın her yeni çıkan versiyonu bir öncekinden daha güzel). Ama bir yandan da “kitaba sahip olma” isteÄŸimi durduramıyorum. Bu romantizm mi yoksa eski kafalılık mı henüz karar veremedim. Her ÅŸeye raÄŸmen sevdiÄŸim bir kitabevini ziyaret ediÅŸimde hissettiÄŸim mutluluk hâlâ öylesine güzel ki.

Geçen hafta da bu ziyaretlerimden birini gerçekleştirdim. Bu sefer aldığım kitaplar ise Sıradan Kadınlar Düşü (Samuel Beckett), Bir Kapıdan Gireceksin (Umut Tümay Arslan), Gizli Tarih (Donna Tartt), Rus Edebiyat Dersleri (Nabokov), Bir Son Duygusu (Julian Barnes) ve Boş Koltuk (J. K. Rowling) oldu.

OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Sanat üstüne, Sinema, Tiyatro

Videolar

Internet’in çöplük gibi kullanımı gün geçtikçe yaygınlaÅŸsa da bilgiye ve ilgi alanlarına ulaÅŸmayı bu derece kolaylaÅŸtırıyor olması yüzünden bu platform beni hâlâ büyülemeye devam ediyor. Galiba bu yüzden rss takip etmedeki coÅŸkumu ve youtube’da geçirdiÄŸim zamanları çok seviyorum. “Bahar, Youtube’da neler izliyorsun?” sorusunu çok sık duymaya baÅŸladığım için geçen hafta izlediÄŸim on yüz milyon videodan birkaç tanesini bugün sizlerle paylaÅŸmaya karar verdim.

Ä°lk videoda David Lynch 2012 Paris Photo etkinliÄŸinde sergilenen eserler arasından seçtiÄŸi 99 fotoÄŸrafı kendi bakış açısıyla yorumluyor. Paris Photo, Lynch’in bu seçimiyle yeni bir gelenek de baÅŸlattı. Her sene davet edilen bir kiÅŸinin sergiden seçeceÄŸi fotoÄŸraflar bir kitapta basılacak. Tıpkı Lynch’inkinin “Paris Photo Seen By David Lynch” ismiyle kitaplaÅŸtırıldığı gibi.

OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Proje: David Lodge

18. hafta: Beckett ve aporia

Bu da nedir diyenler için şurada bir açıklama var.

Aslen Yunanca bir kelime olan aporia, “yolu olmayan yol/çıkmaz yol” manasına geliyor. Klasik yazı sanatında ise yazarın bir durumun gerçekliÄŸi hakkında düştüğü şüpheyi anlatmak için kullanılan bir terim. MeÅŸhur “olmak ya da olmamak” ifadesinin retorikteki aporianın en önemli örneklerinden biri olduÄŸunu söylesem eminim hiçbiriniz ÅŸaşırmazsınız. Aporia aynı zamanda kurgu edebiyatta yazarların okuyucularını merakta bırakmak için çok sık kullandıkları bir yöntem. Genellikle de “aposiopesis” yani üç noktayla sonlanan yarım kalmış cümlelerle birlikte iyi bir ikili olduklarına inanılıyor. Bu metoda sık baÅŸvuran isimlerden biri Joseph Conrad. Projede de yer alan Heart of Darkness‘a sıra geldiÄŸinde romanın aporia+aposiopesis kullanımına dair örnekler içerdiÄŸini de göreceÄŸiz ve bunu hiç yadırgamayacağız. O zamana kadar hakkında konuÅŸmaktan bıkmadığım Fransız TeÄŸmenin Kadını ve onun artık sizin için de meÅŸhur olmuÅŸ, ailemizin sahnesi John Fowles-Charles karşılaÅŸma anıyla idare edelim. Trende karşı karşıya oturdukları Charles’ı izleyen Fowles, hikâyenin geleceÄŸinin ne olacağını bilememektedir ve bunu okuyucuyu ÅŸu ÅŸekilde meraklandırarak dile getirir: “Now the question I am asking, as I stare at Charles is… What the devil am I going to do with you?” OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Kitaplar, Proje: David Lodge

2. hafta: Fitzgerald ve listeler

Bu da nedir diyenler için şurada bir açıklama var.

Ä°tiraf etmeliyim ki Tender is the Night‘ı elime aldığımda romanın listeler gibi bir konuyla nasıl iliÅŸkilendirileceÄŸini kestiremediyordum. Bu belirsizlik tüm okuma sürecime yayıldığı için ara sıra The Art of Fiction‘ı açıp doÄŸru kitabı okuyup okumadığımı kontrol etmek zorunda hissettim. Eser, Fitzgerald’ın yazdığı beÅŸ romandan biri ve Modern Library’nin oluÅŸturduÄŸu (Ä°ngilizce yazılmış) 20. yüzyılın en iyi 100 romanı listesinde 28 numarada yer alıyor (Yazarın en bilinen ve sevilen eseri olan Great Gatsby‘nin bu listenin iki numarasında yer alması çok da tahmin edilebilir bir durum).

almeida_junior_-_saudade_1899Tender is the Night‘ın David Lodge’ın Listeler isimli makalesine konu olan bölümü ise romanın kahramanı Richard’ın zengin eÅŸi Nicole ve genç Amerikalı film yıldızı Rosemary’nin Paris’teki alışveriÅŸlerini anlatan paragraflar. Fitzgerald, Nicole’ün nasıl para harcadığını anlatmak için aldığı ürünleri ve bu ürünlerin çeÅŸitliliÄŸini listelemiÅŸ. Hemen ardından ise Nicole’ün alışveriÅŸ çılgınlığının bir nevi kurbanı sayılabilecek dünya üzerinde deÄŸiÅŸik noktalarda çalışan emekçilerden örnekler vererek bu emekçilerin de bir listesini çıkarmış. Lodge kadının aldıkları sıralanırken hiç bir hiyerarÅŸinin olmadığına, herhangi bir kurala uyulmadığına, pahalılar kadar ucuz nesnelere de yer verilerek kadının elitizmine deÄŸil yaptığı eyleme dikkat çekildiÄŸine dikkatimizi çekiyor. Ä°kinci listede yer alan işçilerin (diÅŸ macunu fabrikasında çalışan erkeklerin, tezgahtar kızların) hiçbirinin direkt olarak Nicole’ün aldıklarıyla alakası olmamasına raÄŸmen dolaylı bir ÅŸekilde kadının tüketebilmesi ile ilintililer. Bu açıdan bakıldığında da Fitzgerald’ın baÅŸarılı bir ÅŸekilde bir deÄŸil iki liste yaratarak bunları arka arkaya sıraladığını ve Lodge’ın bu romanı bu yüzden örnek olarak seçtiÄŸini söyleyebiliriz. OKUMAYA DEVAM EDÄ°N