* Naïve.Super – Erlend Loe Bugün sokakta gördüklerim: 1. Beşiktaş bal kaymakçısında oturan yaşlı bir çift 2. Bir zamanlar yanağına bıçak konmuş bir garson 3. Yolunu kaybetmiş bir naylon torba “Anybody who rides a bike is a friend of mine” * Zamana Sıkışmış – Bülent Ortaçgil Sıkışmışların şarkısı. “Dünü dinle. Unutma sakın. Onu çözmek zorundasın.” …
* Juan Muñoz: A Retrospective İspanyol sanatçı Juan Muñoz’u zaten unutmamış olan Tate Modern, usta ismi bir de adına açtığı sergiyle anıyor. Juan Muñoz’u her düşündüğümde aklıma Necmi Zeka Bey’in “Ben ona o bana ne oldu sana dedik”i geliyor ilkin. Ama birazcık değişime uğramış bir şekilde: “Ben ona o bana çok güldük”. 12 Gülen Adam! …
* Çay Çinli buldu. Hintli değişik türlerini yetiştirdi. Rus semaverde pişirdi. Sütü Hollandalı kattı. İngiliz geldi, “hani bana hani bana” diyerek hepsini sahiplendi. * Çay Tarifi Sıcak su çayın üzerine dökülür, büyük bir huzur içinde Miserere ilahisinin söylenmesi süresi kadar beklenir. * Mad Tea-Party “‘No room! No room!” * Akşamüstü çayı Akşamüstü çayı olarak bilinen …
11 Nisan 2007 Kaybedilenlerin arkasından konuşabilenlere inanmıyorum. Hele kaybettikleri an konuşmaya başlıyorlarsa, hiç inanmıyorum. Bak konuşmadan bir sene geçmiş bile, bu hızla bir sürü seneler daha geçerse sakın şaşırma. “and so it goes, nobody knows”
Do you ever wish you could breathe underwater?
* Broadway Sineması eski, eurimage, “hani nerede istanbul yazıyor?”, 1000 yaşındaki yer gösterici, ucuz, festival sonrası illa ki uğranacak, boş, nostalji, hayatımda izlediğim en rezil film, hayatımda izlediğim en güzel filmler, en tepedeki sinema, tepedeki en yalnız sinema, bahşişler için önceden teşekkür, ekspress molalar, pasaj, film izlerken kim mısır patlağı yemek ister ki, gitmesek de …