…
And we’re still making love In my secret life
And we’re still making love In my secret life
I’m a man’s man I’ve always been Make no mistake I invest in A woman’s heart It’s the watermark Of which I measure everything
* 66. Cannes Film Festivali: Merhaba Paul, merhaba Joanne!
When I think more than I want to think I do things I never should do I drink much more than I ought to drink Because it brings me back you
* Paul Schneider Yıllardır, akıllı bir Hollywood yapımcısının bu adama bir gözü sağa öteki sola bakan, uyanık geçinen, sinsi Kayserili esnaf rolü oynatmasını bekleyip duruyorum. Umudumu henüz kaybetmedim. (Yalnız siz de bu yazdıklarımın bir insana karşı boş olmadığımı anlatabilecek en son satırlar olduğunu düşünmüyor musunuz? Her konuda yetenekli olmam beklenemez zaten. Hem amacımızdan sapmayalım: Yeter …
* A Brief History of John Baldessari Internet’ten vazgeçmeye hazır olduğum günlerde böyle videolarla karşılaşıyor ve Internet’e daha çok bağlanıyorum.
what if it rained? we didn’t care she said that someday soon the sun was gonna shine. and she was right, this love of mine, my valentine
* Brian Ferry Brian Ferry‘nin fotoğraflarının bana hissettirdiklerini uzun süredir tanımlamaya çalışıyorum. Ferry, sanki “kalın yorganımın altına saklanıp mışıl mışıl uyuduğum” günlerde kafamın içinde her ne oluşuyorsa onu tam da düşündüğüm şekilde fotoğraflıyor gibi. Böyle.
* Gerhard Richter – Painting Merakla izleyeceğim günün gelmesini bekliyorum. * And So It Goes – Charles J. Shields Kurt Vonnegut’ın Kasım ayında çıkan biyografisinin adı başka ne olabilirdi ki? Bu blog ismini sahibine iade mi etse acaba?
* Maddie on Things Çünkü neden? Çünkü sabırla bakmaya devam eden herkes gibi sabırla bakmaya devam ederseniz sebebini anlayacaksınız. “A super serious project about dogs and physics”. Lütfen ciddiye alın. * So Long Marianne – Bill Callahan Çünkü neredeyse beğendiğim tek Cohen cover’ı olduğuna inandığım bir an oldu. Sonra diğerlerini de anımsadım.
* Hearts a Mess – Gotye Dinlerken kendimi ergenliğimi geçirdiğim odada “your heart’s a mess, you won’t admit to it” diye bağıra çağıra şarkı söylerken hayal ediyorum. Hearts a Mess bugünlere kadar ulaşmış o dönemin güzellerinden gibi. your heart’s a mess you won’t admit to it it makes no sense but I’m desperate to connect …