…
And we’re still making love In my secret life
And we’re still making love In my secret life
When I think more than I want to think I do things I never should do I drink much more than I ought to drink Because it brings me back you
what if it rained? we didn’t care she said that someday soon the sun was gonna shine. and she was right, this love of mine, my valentine
* Brian Ferry Brian Ferry‘nin fotoğraflarının bana hissettirdiklerini uzun süredir tanımlamaya çalışıyorum. Ferry, sanki “kalın yorganımın altına saklanıp mışıl mışıl uyuduğum” günlerde kafamın içinde her ne oluşuyorsa onu tam da düşündüğüm şekilde fotoğraflıyor gibi. Böyle.
* Hearts a Mess – Gotye Dinlerken kendimi ergenliğimi geçirdiğim odada “your heart’s a mess, you won’t admit to it” diye bağıra çağıra şarkı söylerken hayal ediyorum. Hearts a Mess bugünlere kadar ulaşmış o dönemin güzellerinden gibi. your heart’s a mess you won’t admit to it it makes no sense but I’m desperate to connect …
* Amanda Wachob Soyut tasarımları cesaret istiyor, kabul. Peki modern dövmelerine ne diyorsunuz? Amanda Hanım’ın en güzel yanı kafamdaki dövmeyi kime yaptıracağımı sayesinde artık biliyor olmam. Sonunda geceleri rahat uyuyabilirim. * Fornasetti Şımarıkça, sinsi sinsi arzuluyorum Fornasetti tabaklarını.
* Snoopy’li Moleskine Snoopy’nin 60. yılı şerefine limitli sayıda üretilen özel Moleskine’lerden bir tanesi şu anda masamın üstünde beni bekliyor. Böyle şeylere itibar etmem aslında ama galiba bu çocukları seviyorum (-ki hatırlayanlar için previously on Bahar Malik Acabo: 10 sene önce de böyle şeylere hiç itibar etmem diye diye bir Linus t-shirt’ünü ayıla bayıla almıştım) …
* The Mad Artful 60’s Dünyevi Zevkler için böyle bir blog yazısı oluşturmayı planlarken ufak bir araştırma sonucunda ulaştığım, ulaştığıma çok memnun olduğum bu yazı Internet’in ne kadar güzel ve dünyanın ne kadar küçük olduğunu bize ispatlar gibi. * Ben buna gülüyorum. * Aşağıdaki fotoğrafı güzel arkadaşlarım Didem ve Onur’a adarken Doruk’u görmezden gelmek istiyorum. …
Fotoğrafı gördüğümde kendisine yamuk bir gülüş attım, kabul. Ama bu gülüşüm arkasından gelen birçok düşünceye dur diyemedi. Hani nasıl derler? Çok “inspiring” bir fotoğraf değil mi sizce de? Emre B. bu blogu okuyor olsaydı “inspiring değil, ilham verici” diye beni düzeltirdi, buna da eminim. (Umarım o linki öylesine verdiğimi düşünmezsiniz)
* Menomena – Mines Çok değil, birazcık yakından incelensem neyi seveceği ve neyi sevmeyeceği o kadar tahmin edilebilir bir insana dönüşmüş durumdayım. -ki vakit ayırıp da bu incelemeyi yapan birinin Mines’ın kapağını gördüğünde aklına gelecek ilk insan olduğuma kalıbımı basarım. Bu kadar tahmin edilebilir olmak hoşuma mı gidiyor sanıyorsunuz ha? Hadi itiraf edeyim: Bazı zamanlar …
Bugünün favori fotoğrafları 1. İsimsiz 1 2.le petit prince 3. İsimsiz 2. 4. İsimsiz 3