* Painkiller – Turin Brakes Son zamanlarda duyduğum en güzel ergen şarkısı. Kendini eve kapattığın günlerde sürekli dinle ve bağırarak eşlik et. Kemerlerinizi bağlayın, hazırsanız gidiyoruz: Back to thirteen. Summer rain, praying someone feels the same Take the painkiller, cycle on your bicycle Leave all this misery behind
Pek bir şeye vakit bulamadığım şu yoğun zamanlarımda beni güldüren bir video oldu “Ode to Indie“. Güzel filmleri, açan çiçekleri, son moda partileri olduğu gibi bu videoyu da benimle herkesten önce paylaşan Portlandlı dostlarıma teşekkür ederim (Evet o dostlar var Hakan).
* The Arrangement – Elia Kazan Elia Kazan’ın böyle yazabildiğini bilseydim bu roman şimdiye kalmazdı. Tavsiye edenler sağolsun. Arrangement, bana iki şey düşündürdü. Birincisi klasik tadında yazılmış çağdaş romanlardan hoşlandığım. İkincisi ise Kazan’ın Barnes kadar duyarlı olmasına rağmen Barnes’taki (benim her seferinde bunu nasıl başardığına şaşırdığım) nezaketli ironinin yerine Kazan’da keskin bir dobralığın varolması. Barnes …
Günün Sorusu: Klimt’i sadece kadınlar mı sever? Cevabı bana e-mail ile yollayın. Birbirinizle arkadaş olmanızı istemiyorum, hepiniz sadece benim arkadaşım olun. Süreniz başladı.
* Bernie Rhodenbarr Kaybolmayacak kadar bildiğim İzmir’deyim. Bir arkadaşı beklemek üzere Kordon’a gelmişim. Deniz kenarındaki Gloria Jean’s’e kahve sevmeyen insanların hissettiği bir huzursuzlukla giriyorum. Ne arzu ettiğimi soran garsona, menüye kısa bir süre baktıktan sonra “Perrier” diyorum. Perrier dediğim andan itibaren kafamda tek bir adam var: Bernie Rhodenbarr. Perrier’imi içip avuç kısmı kesilmiş lastik eldivenlerimi …
* Everything is illuminated Derler ki Everything is illuminated’ın günümüzün filmi olmasının sebebi içinde benim sevdiğim klişeleri de barındıran klişe bir film olmasıymış. Gayet mümkün. * Colin Tüm zamanlarımın favorisi Colin “bloody lovely” Firth. Daha fazla konuşamayacağım.
* Damages – 2. sezon 13. bölüm “Trust me”: Biz sana her zaman güvendik Patty. * Scott Walker Hakkında çekilmiş belgeseli izlemek için sinemaya doğru yürürken karnımdaki karıncalamaya engel olamazken gün gelir de konserine katılabilirsem ilk buluşmasına giden ergen kızlar gibi hazırlanacağıma emin olduğum bir adam, bir konser, bir kelime, bir işlem. Galiba en çok …
* Flamingo – Dönerlerine 10 üzerinden 125 verecek kadar sevdiğim günün arslan dönercisi Flamingo. Başka yerde döner yediğimde hep bir şeyler eksikse, bu Flamingo’nun suçudur. – Döner kaldı mı? – Bugün de bitti. Lahmacun verelim. – Vermeyin. * Sabahattin – Yaptıkları her türlü deniz ürününe 10 üzerinde 150 verecek kadar sevdiğim günün on kaplan gücündeki …
Hugo Simberg – The Wounded Angel The mind has so many pictures Why can’t I sleep with my eyes open The mind has so many memories Can you remember what it looks like when I cry
11 Nisan 2007 Bak konuşmadan bir sene daha geçmiş bile, bu hızla bir sürü seneler daha geçerse sakın şaşırma. “and so it goes, nobody knows”
* Fil çok güzeldir. Alt dudak hafifçe bükülür, özneden sonra bir es verilir. Cümle tekrar tekrar söylenir. Tıpkı neden ağladığını soran eşe Yunanlar için gözyaşı döktüğünü açıklamak gibi. Hayat, bazen bir Brautigan romanı gibi. – Ne olmuş ki onlara? – Ölmüşler. * Elephants – Rachael Yamagata And how dare that you send me that card …
* Shakespearvari, ön-raffaelocu halleriyle günün çıplağı bu kadındır. Nieuwenhuijs’in yarattığı atmosferi takdir etmemek elde değil. Devamını dilerim. * Anywhere I lay my head – Scarlett Johansson Bir haftadır, ilk dinlediğimde gelenekçi bir star hayranı olarak kaldıramayıp redettiğim bu şarkıyı dinlemek isterken buluyorum kendimi. Belki de Johansson’ı Johansson olarak değerlendirip yorumunu bambaşka bir platformda ele almalıydım. …