Hadi sözümüzü tutalım. Fry‘ın cümlelerini temel alarak Edward Hopper ile ilişkimin bu tespit gibi bir şey olduğunu söylesem bilmem beni yadırgar mısınız? Hopper ile yaşadığım tek taraflı ve gereksiz derin ilişkinin bana onun hakkında duyduğum herhangi bir genellemeye “Nerden belli?” diye sorma hakkı verdiğine inanıyorum. Bu kadar seviştiğim bir adamı ve bu kadar sevişmemin sebebi olan eserlerini herhangi bir kalıba sokamayıp hakkında söyleyeceklerimi çok dikkatli seçerken, herhangi birilerinin yaptığı genellemelere ve dahası herhangi birilerinin yaptıkları genellemeleri tekrar etme cüreti gösteren insanlara katlanamadığımı da gizleyecek değilim. İşte bu sebepten bazen dünyaya “Nerden belli?” diye bağırmak istiyorum. Şimdi bu satırlarımı okuyup da onun hakkında klişe bir tanım hatırlayanlar, aklına gelenleri tekrarlamadan önce lütfen şunu bir düşünsün: <capslock>Nerden belli?</capslock>
Ölme Ayrıcalığı içinde Hopper tablolarını yaşatan bir saatlik bir masaldı ve her masal gibi bir gün bitti. Anlatılırken oradaydım, bittiğinde burada kalakaldım.
* Hoppera
Hoppera, Hoppera
Carmen, Aida, Hoppera, Hoppera
Bu gece hopperalarda Tosca, Figaro, Fidelio var.
Coşkun aryalar…