Etiket:

Closer

Seyahat

It’s all London, baby!

Birkaç ay evvel Londra’ya gitmem gerekince birden neÅŸeyle doldum. NeÅŸeyle doldum çünkü 1. Londra’yı çok severim. 2. Uzun süredir gidemediÄŸim için bu ÅŸehri çok özlemiÅŸtim. Orada geçireceÄŸim boÅŸ saatler x 50 saatlik bir plan yapıp kendimden emin bir ÅŸekilde yola çıktım.

Kimileri bu kendimden emin tavrıma bir anlam veremedi. Çünkü 1. Yapmayı planladığım her ÅŸeyi yapamayacağımı ve hatta bu kadar çok plan yaptığım için her ÅŸeyi birbirine karıştırıp hiçbir ÅŸey yapamayacağımı düşünüyorlardı. 2. Sürekli kaybolan bir insan olarak Londra’da nasıl, ne ÅŸekilde ve hangi ÅŸartlar altında kaybolacağımı düşünmek bile istemiyorlardı.

Nitekim uçaktan indikten sonra yanlış trene binip Londra yakınlarında bir köyde trenden indiÄŸimde beklentileri boÅŸa çıkartmamanın haklı gururu içindeydim. Gene de ÅŸunu söylemeliyim ki bu hamlem beni bir daha kaybolmamak konusunda çok hırslandırdı. Dikkatli oldum, harita kullandım, hatta hem kağıttaki hem cep telefonundaki hem de canım otelimin hediye ettiÄŸi mobil aletteki haritaları kullandım, “kesin Monument’ten geçiyordur bu otobüs” diyerek bilmediÄŸim otobüslere atlamadım (yani bunu maksimum üç ya da dört bilemediniz beÅŸ kez yaptım), google’da akıllı aramalar yaptım (“what is the easiest way to go to Greenwich from here?”)  ve bu sayede harikulade anılarla Londra’dan ayrıldım. OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Sinema

Maratonun ardından

Londra’da geçen filmler maratonunu tamamlayalı çok oldu. Ancak blog güncellemelerini istediÄŸim gibi yapamadım. Bugün sizlere filmlerden geriye kalan birkaç Londra sahnesi ve setinden bahsetmek niyetindeyim.

Alfonso Cuarón’un yakın gelecekte geçen distopik filmi Children of Men‘de çevresel bozulma, terörizm, toplumdaki huzursuzluklarla dolu dünyada tüm bunlar yetmiyormuÅŸ gibi “üreyememe” sorununu baÅŸ gösterir. Eski bir aktivist olan Theo (Clive Owen), mucizevi bir ÅŸekilde hamile kalmış, Afrikalı mülteci Kee’yi kendisi ve bebeÄŸi için tehlikeli olan Britanya topraklarından çıkartmak için halen hızlı bir aktivitist olan eski karısı Julian (Julianne Moore) ile iÅŸbirliÄŸi yapar. Bu çaba sırasında da devlet adına “kurtarılmış sanat eserleriyle” ilgilenen küratör kuzenini görmeye gider.

Kuzenin ve sanat eserlerinin saklandığı görkemli binayı görünce malum sebepten gülümsedim. Michelangelo’nun Davud’unun ve Picasso’nun Guernica’sının kurtarıldığını görüp rahatladığımız bina içi sahnelerinin final sürprizi ise Pink Floyd’un uçan domuzuyla karşılaÅŸmamız oluyor.

Children of Men‘in bu sahneleri Londra’nın güney doÄŸusundaki Battersea’de yer alan Battersea Power Station‘da çekilmiÅŸ.

Bana kalırsa bu son sahnede Pink Floyd’un domuzunu görmemiz sadece lokasyona baÄŸlı bir gönderme de deÄŸil. Theo ve Nigel camın önüne geldiklerinde Theo “100 yıl sonra bu sanat eserlerine bakacak tek bir insan bile kalmayacak, bu ÅŸekilde nasıl devam edebiliyorsun ki?” diye sorar. Animals‘ın kapağı için Waters, George Orwell’ın Hayvan ÇiftliÄŸi‘nden esinlenmiÅŸtir ve Waters’ın domuzu/domuzları da toplumsal hiyerarÅŸinin en üst tabakasını temsil etmektedir. Arkasına domuz ve istasyonun bacasını almış olan Nigel’ın cevabı ortama uygun olur: “Nasıl biliyor musun? Bunu hiç düşünmeyerek”.

OKUMAYA DEVAM EDÄ°N