2013′ün en iyi kitapları listelerinin listesi yazısına düşündüğümün çok ötesinde bir ilgi oldu. Sizlerin 2014’teki okuma planlarınız nedir bilemiyorum ama kitap listeleri arasında bu kadar dolaşmak benim monoton okuma alışkanlığımı kırdı. İki haftadır şehrin sevdiğim kitabevlerini ve sahaflarını dolaşıyorum ve çok güzel kitaplar/dergiler toparladım. Onbeş gün gecikmeyle de olsa artık “Sana hazırım 2014!” diye bağırabilirmiş gibi hissediyorum.
Dün posta kutuma listeler yazısıyla ilgili bir posta daha düştü. Geçen yazki Tallinn tatilim sırasında ziyaret edip NorthernExplosurevari halinden çok hoşlandığım kitapçı Slothrop’s eğlenceli bir üslupla “listeler konusunda benim de söyleyeceklerim var” diyordu. Madem vardı, öyleyse neden yazmıyordu?
Tallinn’deki ikinci el İngilizce kitaplar satan şeker Slothrop’s’ta nelerin satılıp nelerin satılmadığını merak ediyorsanız cevabı aşağıdaki satırlarda gizli.
Estonya’dan tatlı bir selam
Sevgili Bahar Malik Hanım,
Blogunuzu uzaklardan da olsa ilgi ile takip eden bendeniz Tallinn’de İngilizce kitaplar üzerine uzmanlaşmış bir sahafta ikamet etmekteyim. Dediğim gibi yazılarınızı bugüne kadar büyük bir şevkle okurken (hatta bizim sahafı şehrin en iyi kitabevi seçmeniz size karşı olan ilgi ve sevgimizi katladı) bir anda böyle bir liste ile karşılaşmak beni her ne kadar mutlu ettiyse bile bize sormamış olmanız biraz moralimizi bozdu.
Her ne kadar size net bir liste veremeyecek olsak da gerek Amazon olsun ya da başka sitelerdeki Brown ya da Grisham hayranlığını biz geçen senenin başında fark etmiş ve stoklarımıza birkaç kopya eklemeyi ihmal etmemiştik. Tamam… Dürüst olalım… Eğer o bunak İngiliz gelip başımızı “Grisham, Grisham” diye yemeseydi biz de merak edip almazdık. Kitaplar, sekiz aydır burada ama daha soran çıkmadı. Şu an yalıtım malzemesi olarak cam kenarında iyi iş görüyorlar. Konu yalıtımdan açılmışken, evet, bu kitapçı “Winter Is Coming” şakasının komik olmadığı bir coğrafyada. Buna rağmen bizim gözümüzde fantastik edebiyatın en büyük trollerinden biri olan Martin’e inanılmaz bir talep var. Ya da bizim fiyatlar çok absürd. Bilemedik şimdi.
Malum bir sahaf olduğumuz için yeni çıkan kitaplardan ziyade klasik yapıtlara öncelik veriyoruz. Sizle gözümüze çarpan enterasan noktaları paylaşmak isteriz.
- Herhangi bir Orwell kitabı raftaki yerini aldıktan ortalama 8 saat sonra satılıyor. Rekor tabi ki 34 dakika ile okunmayacak olsa bile eve kız atıldığı zaman raftaki varlığı ile sahibine artı puan kazandıracak 1984’te. Sonuçta, Slothrop’s olarak müşterilemizin farklı edebi ihtiyaçlarına karşılık verebilmeliyiz.
- Kerouac, Palahniuk ve Bukowski de 24 saat içinde kesin satıyor. Ama özellikle “On The Road” kitabının filmi çekildikten sonra o derinlikte beat kuşağından bir kitap tavsiye etmemizi isteyen genç arkadaşların kalbini kırmamaya çalışıyoruz ve kendi hallerine bırakıyoruz.
- London, Sovyetler Birliği zamanında kitaplarının basılmasına izin verilmiş ender batılı yazarlardan, o yüzden burada ona karşı beslenen olağanüstü bir sempati var ya da en azından biz öyle düşünüyorduk. Son 6 aydır elimizde muhtemelen basılmış olan en güzel London derlemesi ben bu yazıyı kaleme alırken mahsun bir şekilde raftaki yerinde durmakta.
- 2013 senesinde gelip bize “Fifty Shades of Grey” kitabı ile takas kabul eder misiniz diye soranlara olabilecek en (affınıza sığınarak) yavşak gülümsememizle “Hayır!” demek şirket politikamız haline geldi.
- More ya da Hume’u eleştirip Nietzsche satın alan insanları biz genelde tanrıya havale ediyoruz.
- Canımız sıkılınca kitapları renklerine göre ayırıp raflara öyle diziyoruz. Evet, serde biraz mazoşistlik var ama kitap kapağı tasarlayan arkadaşlara sevgimiz de sonsuz. (Kırmızı, acayip satıyor!)
Şu an kitapçımızda bulunan mevcut kitapların listesine buradan ulaşabilirsiniz. Uzun lafın kısası bizde de durum böyle, Bahar Malik Hanımcım. 2013 de böyle geçti. Blogunuzun tutkulu bir takipçisi olduğumu hatırlatır, bizlere etmiş olduğunuz ikinci yemininizi en kısa zamanda yerine getirmenizi temenni ederim.
Sevgiler,
Slothrop’s
———————–
Slothrop’s’a çok teşekkürler. İlk kez konuşan bir kitabeviyle karşılaştım, benim için heyecan verici bir tecrübeydi. Yukarıda anlattıklarıyla Türkiye’deki sahafların satışları ne kadar kesişiyor, merak ettim. Belki bu konuda fikir sahibi birilerine ulaşabiliriz.
Yeminler ise yerine getirmek içindir sevgili Slothrop’s. Bir bahar sabahı tekrar karşılaşabiliriz bence.
* Slothrop’s fotoğrafları Jacques-Alain Finkeltroc’a ait.
Hiç yorum yok