Bir sene kadar önce, an itibarı ile son Fernando Meirelles filmi olan Blindness‘ın afiÅŸlerini ilk kez gördüğümde tatildeydim. Kısa süre sonra Ä°stanbul’da da gösterime gireceÄŸini düşünmüştüm. Fakat festivali es geçip, kanuni olmayan yollarla eseri izlemeyi reddedince ancak geçen ay, vizyona giren filmi izlemek üzere sinemanın yolunu tutabildim.
Blindness‘ı merak etmesine ediyordum elbette ama yazarıyla aramızdaki ufak ironi tarzı anlaÅŸmazlığı yüzünden de korkmuyor deÄŸildim. Neyse ki Saramago ile aramdaki bu tek taraflı rahatsız edici uyuÅŸmazlık filmi vurmamıştı. Öte yandan didaktizmin doruklarında dolaÅŸtığımız anlar canımı sıkmadı dersem yalan olur. Esas enteresan olan Blindness‘ın bana Alfred Hitchcock’un Birds‘ünü fena halde anımsatması oldu. Hele bir de ÅŸu demin söylediÄŸim didaktizm olmasaydı bu benzerlik ile ilgili daha uzun atıp tutabilirdim. Yine de susacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Filmdeki ilk karakterin ansızın kör olmasından itibaren aklıma Birds düştü. Düşündüğüm zaman iki eser arasında şöyle benzerlikler buldum, bilmem siz ne dersiniz?
* Hitchcock’un filminin ardından en çok sorulan soru kuÅŸların ne manaya geldiÄŸi idi. Yönetmeni tarafından hiçbir zaman cevabı verilmeyen bu soruya farklı yorumlar geldi, gelecektir de. Burada dikkat etmemiz gereken husus hayvanların saldırılarının rastgeleliÄŸidir. Blindness‘ta da körlük insanlar üzerinde rastgele yayılır. KuÅŸların insanları cezalandırmak üzere tanrısal bir güç tarafından gönderildiÄŸini iddia edenlere de bu rastgelelik sorulabilir. Nitekim, okul pikniÄŸinde masum çocukların üzerine saldırırlar. Blindness‘ta da masum küçük bir çocuÄŸun kör kalması bizi tanrısal ceza yorumundan uzaklaÅŸtırıyor. Robin Wood’a göre Birds insanlar arasındaki iletiÅŸimsizliÄŸi ve gerilimi anlatmaktadır. EÄŸer bu açıklamaya katılacak olursak Blindness‘ın da benzer bir temayı iÅŸlediÄŸini söyleyebiliriz. Mark Ruffalo’nun canlandırdığı doktor ve eÅŸi arasındaki sorunlar bunun en güzel örneÄŸi olabilir (Ãœstelik örnekler çoÄŸaltılabilir). Her ÅŸeye raÄŸmen Birds kuÅŸların açıklanamaz bir strateji ile hareket ettiÄŸi konusunda seyirciyi ikna etmek için çabalar. Ben benzer bir çabanın Blindness‘ın hikâyesinde olduÄŸuna da inandım.
* Kuşların saldırısının tehlikesi anlaşıldıktan sonra evi tahtalara çivileyip içine hapsolmaları da birdenbire körleşen insanların tecrit edilmeleriyle benzerlik taşıyor. Her iki grup da hapsoldukları noktada ya uzlaşmak ya ölmek ya da mücadele etmek zorundalar ve seçim tamamen kendilerinin. Kuşların ani ve belirsiz saldırısı ya da birdenbire başgösteren körlük kurbanlarının içine tıkılı kaldıkları yerlerde yaşamın değerini anlamaları için bir fırsat oluşturuyor.
* Her iki filmin sonunda da insanlar birleÅŸiyor ve iliÅŸkiler yeniden ÅŸekilleniyor. Birds‘te kuÅŸlar kahramanların geçip gitmesine izin verirken yeniden toplanıyor gibidirler. Bir daha saldırıp saldırmayacaklarını asla bilemeyiz. Blindness‘ın sonunda ise Julianne Moore’u gelecekte ne olacağı, bir daha kör kalıp kalmayacakları ve bir sonraki sefer olursa kendisine ne olacağını sorgularken bırakırız.
Bunlar ve hatırlayamadığım daha fazla sebep beni iki filmi birlikte düşünmeye itti. Size de söylemiÅŸ bulundum. Belki tamamen haksızım. Bilmiyorum. Fakat, madem buraya kadar geldik yaÅŸlı Bruegel’in Körler Meseli‘ni de analım, tam olsun.
Hiç yorum yok