Geçen Cumartesi Pera Müzesi’nde açılan Goya: Zamanının Tanığı sergisini bir kez daha ziyaret ettim. Ä°lk ziyaretimde sınıf birincisi ilkokul öğrencileri gibi sürekli bir ÅŸeyler söylemek istediÄŸim (ama tüm kibarlığımla sustuÄŸum) rehberli tura katıldığım, ikincisini ise kısıtlı zamanda tamamladığım için üçüncü gidiÅŸim en içime sineni oldu.
Serginin açılacağını ilk duyduÄŸum günden beri gizli kalp çarpıntıları içindeydim. Türkiye’de açılan sergilerin içeriÄŸini şöyle bir düşündüğümde kendimi fazla heyecanlanmamak için telkin ediyordum. Ancak gene de gelen Goya’ydı ve ne olursa olsun hayal kırıklığına uÄŸramayacağıma inanıyordum. UÄŸramadım da.
Rehberli turda öğrendiÄŸime göre müze bu sergi için iki senedir uÄŸraşıyormuÅŸ. Pera Müzesi’nin üç katına yayılmış Zamanının Tanığı’nda iki ana baÅŸlık var: YaÄŸlıboya tabloları ve gravürler. ÇoÄŸunuz fark etmiÅŸsinizdir, Türkiye’deki sergilerin ana problemi ressamların tablo sayılarındaki azlık olur. Sergi bu sorunu sanatçının beÅŸ-altı tane portre çalışması ve Çocuk Oyunları serisi ile aÅŸmış. Dahası Goya’nın usta olduÄŸu konu olan gravürler o kadar güzeller ki sergiyle ilgili “eksiklik” duygusu hissetmiyorsunuz.
Aynı anda hem kalp yaralayıcı hem de dahice olmayı baÅŸaran Savaşın Felaketleri baÅŸta olmak üzere Kapriçyolar, Atasözleri ya da Zırvalar ve benim temasını pek de sevmediÄŸim (ama Manet’nin bayıldığı diyerek reklamını yapabileceÄŸimiz) BoÄŸa GüreÅŸi gravürleri arasında çok güzel saatler geçirebilirsiniz.
“Ä°lle de her ÅŸeyiyle Goya!” diye tutturanlardansanız Madrid biletinizi alıp Prado Müzesi’ni ziyaret etmeniz gerekiyor. Ama Pera Müzesi’nin ressamın olaÄŸanüstü gravürcü yanını baÅŸarılı bir ÅŸekilde yansıttığı bu sergiyi bence es geçmeyin ve 29 Temmuz’a kadar mutlaka ziyaret edin.
Ãœstelik eÄŸer orada ondokuzuncu yüzyıl Ä°spanya’sının aÅŸk, ihtiras, aldatma ve siyasi dedikodularıyla çevresine rahatsızlık veren biriyle karşılaşırsanız sessizce yaklaşıp “Merhaba” diyin ki size Pera Cafe’de 21. yüzyılın çaÄŸdaÅŸ sanatçılarının Goya’dan ne kadar da çok etkilendikleri hakkında uzun bir nutuk çekebilsin. Ben olsam bu fırsatı kaçırmazdım! Sevgiler.
[Bonus: Pera Müzesi Goya’yla ilgili albenili bir film programı da hazırlamış.]
Hiç yorum yok