Kasım ayı beklemediÄŸim bir hızla sonlandı. Aralık ayının bu üçüncü gününün “Movember’ınız nasıl geçti?” diye sormak için çok münasip bir zaman olduÄŸuna karar verdim. Madem öyle sorayım: Movember’ınız nasıl geçti?
Ben Movember’ı (Moustache + November = Bıyık + Kasım), bir grup erkeÄŸin bıyık bırakmak için ürettikleri bahane olduÄŸunu zannediyordum. Oysa bu isimle kurulan bir vakıf varmış ve bu vakıf erkeklerin prostat kanseri gibi çeÅŸitli saÄŸlık problemlerine dikkat çekmeyi kendine görev edinmiÅŸ. Kasım ayı boyunca bıyık bırakan erkeklerle bu hedeflerine ulaÅŸmaya çalışıyorlar.
Geçen sene çevremdeki erkekler gizlice organize olarak tüm ayı bıyıklı geçirmiÅŸlerdi. Bu yıl böyle bir organizasyon olmadı. O yüzden benim movember’ımın nasıl geçtiÄŸini merak edenlere cevabım hazır: “TraÅŸlı” geçti. Ben de movember’ı kazasız belasız atlatmamı kutlamak için çeÅŸitli ressamların bıyıklı insanları konu ettiÄŸi çalışmalarını sizlerle paylaÅŸmaya karar verdim. Sizinle yukarıda paylaÅŸtığım ilk çalışma Marcel Duchamp’in Mona Lisa’ya bıyık yapıştırdığı L.H.O.O.Q‘su.
AÅŸağıda ise Modigliani’nin bıyıklı erkek portreleri var. Bu adamların kim olduklarını merak ederseniz soldan saÄŸa, yukarıdan aÅŸağıya isimleri şöyle: Constant Leopold, adı belli olmayan bir beyefendi, Doktor Devaraigne, Jean Alexandre ve Paul Guillaume. (Favori bıyıklıma karar veremedim ama sanki Doktor Devaraigne bir adım önde gibi)
Van Gogh’un portreleri arasında bu kadar çok bıyıklı olduÄŸunu daha önce fark etmemiÅŸtim. (Favorim iki numaralı tek gözlü adam)
Ve Edvard Munch. Seçtiğim tabloları arasında iki otoportresi de var.
Bu bıyık yazısını hazırlamaya karar verdiÄŸimde aklıma ilk gelen ressam John Singer Sargent oldu. Sargent’ın yaÅŸadığı zamanın tam bir bıyık dönemi olduÄŸuna dair önyargım var. Tablolarını taradığımda yanılmadığımı gördüm. Sargent’ın kimleri çizdiÄŸini merak edenler için: Robert Louis Stevenson, Abbott Lawrence Lowell, Robert Brough, adı bilinmeyen bir bıyıklı, adı bilinmeyen Ä°talyan bir bıyıklı (favori bıyıklım), John Singer Sargent’ın bizzat kendisi, adı bilinmeyen genç bıyıklı, Sir Edmund Gosse ve adını bulamadığım diÄŸer bıyıklı.
Aşağıdaki potpuri bıyıklılarımızı sırasıyla bıyıkların efendisi Anthony van Dyck, Edgar Degas, Manet, Kees Van Dongen ve Edouard Vuillard çizmiş.
Son bıyıklı grubumuzu ise Frans Hals, James McNeill Whistler, Edward Talbot, Hans Holbein, gene James McNeill Whistler ve Hans Eworth çizmiş.
Umarım bıyığa doymuÅŸsunuzdur. Sizlere gelecek movember’a kadar bol bıyıklı günler dilemeden önce sorayım: Sizin favori bıyıklınız kim?
Sorduğuma göre artık son sözümü söyleyebilirim. Bol bıyıklı günler! Yaşasın bıyık! Bıyık oley!
9 Yorum
Umarsızca “Frida Kahlo” demek istedim ama deÄŸil. Ha bu vesile ile ÅŸundan haberim oldu ve bi nebze rahatladığımı itiraf ediyorum.
“What would have happened if her girlfriends had done the right thing and taken her to a beautician?”: Kendini bilmez bir iddialılık olmuÅŸ ama :(
Jacques-Emile Blanche; Proust
Ben de Proust’un bıyıklarını pek seviyorum. Hatta bitmesine pek üzüldüğüm bir defterin kapağındaydı ve o bıyıkları özlediÄŸimi düşünürüm bazen. :)
Burayı okuyup da Google’lamaya üşenenler olursa diye linkini de vereyim: http://commons.wikimedia.org/wiki/File:Jacques-Emile_Blanche_Portrait_de_Marcel_Proust_1892.jpg
Nikola Tesla’yı da atlamayalım.
https://twitter.com/guzelonlublog/status/408591032465383425
Dali’yi de bu baÄŸlamda atlamamamız gerekir o zaman; http://lonerwolf.com/wp-content/uploads/2012/11/Salvador-dali.jpg
tesla bu bıyıkla günümüzde ve ülkemizde yaşasaydı elektrik idaresinde üst düzey bir yönetici koltuğuna oturtulurdu.
Ve ülkemizde yaptığı iş hakkında fikri olan az sayıdaki üst düzey yöneticiden biri olurdu. Sırf bu yüzden o adamı orada oturtmazlardı. (Bıyıklara rağmen)
Bir de bu var: Portrait de Monsieur Fitzgérald (détail), 1889, Jules Joseph Lefebvre
Yoruma ekleyeyim, bir dahaki Kasım’da kullanırız.
http://www.pinterest.com/pin/104779128805000377/