Kitaplar

En yeni kitaplar

kitaplar

Burada uzun zamandır kitaplardan bahsetmiyorum. 2013’ün en iyi kitaplarından bir kısmını okuyup o kadar da iyi olmadıklarına karar verdikten sonra bu yılbaşında 2014’ün en iyi kitapları yazısı hazırlamayı es geçmeye karar verdim. Bugün onun yerine size 2014’te satın aldığım bazı kitaplardan bahsedeceÄŸim.

Bu kitaplar The Love Affairs of Nathaniel P. (Adelle Waldman), Not That Kind of Girl (Lena Dunham), Desperate Characters (Paula Fox), & Sons (David Gilbert), Friendship (Emily Gould), My Salinger Year (Joanna Rakoff), J. D. Salinger: The Escape Artists (Thomas Beller) ve Lovers at Chameleon Club: Paris 1932 (Francine Prose)

OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Konuk yazar, Sanat üstüne

O iş öyle değil

Ocak ayında Twitter’da akıllı telefonlardan önce insanların birbirlerini nasıl görmezden geldiÄŸini gösteren bir tweet gördüm. Bu tweet pek çok açıdan hoÅŸuma gitti ve retweetledim. Her ÅŸeyden önce görmezden gelmenin kanıtı olarak gösterilen tablo son zamanlarda -belki de- aşırı sayılabilecek bir ilgiyle yaklaÅŸtığım Skagenli ressamlardan Peder Severin Krøyer’e aitti. Ãœstelik gene son zamanlarda aile portrelerine fazlasıyla ilgi duyuyordum ve Krøyer’in eseri benim bu tarzın baÅŸarılı örneklerinden olduÄŸunu düşündüğüm bir portreydi.

Tweeti gördüğümde her ne kadar gülsem de yazanın bir miktar abarttığını düşündüm. Ne de olsa birbirleriyle ilgilenmemenin kitabını yazan pek çok grup tablosu görmüştüm. Gene de olanca umursamazlığımla bu konuya takılmadım. Ancak Alex Soojung-Kim Pang‘in itiraz yazısını okuyunca duruma daha fazla kayıtsız kalamadım. Pang’in yazısında en sevdiÄŸim ÅŸey içeriÄŸin sadece itirazdan oluÅŸmamasıydı. Son derece faydalı ve bilgilendirici bir yazıyla karşı karşıyaydım. Bu yüzden de Pang’den bu yazıyı Türkçe’ye çevirmek için izin istedim. O da beni kırmadı ve bu izni verdi. AÅŸağıda bu çeviriyi bulabilirsiniz. Umarım siz de benim beÄŸendiÄŸim kadar beÄŸenirsiniz yazıyı. (Çeviri konusunda desteÄŸini esirgemeyen sevgili kardeÅŸime teÅŸekkür ediyorum. O çok iyi biliyor ama siz de bilin: Benim kardeÅŸim hayatta benim sahip olmadığım tüm iyi özelliklere sahip afacan bir insandır.)

“Akıllı telefonlardan önce insanlar birbirlerini nasıl görmezden geliyorlardı”‘daki yanlış

Alex Soojung-Kim Pang, 20 Ocak 2015

Bu tweet bir süredir Twitter’da dolaşıyor:

before smart phones tweet“Akıllı telefonlardan önce insanlar birbirlerini nasıl görmezden geliyordu.”

OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Günlerin getirdikleri

Güzelonlu 6 yaşında çekiliÅŸi – sonuçlar

bir dolu kitap

Dün öğlen çekilişi noter huzurunda yaptık. Ancak akşam doğum günü kutlamalarını fazla kaçırdığımız için sonuçları yayımlayamadım, özür dilerim.

Ä°ÅŸte “beklenen” sonuçlar: Yukarıdaki kitaplardan istediÄŸi üç tanesini kazanan isim Maide oldu (oley!). Tebrik ederim. Bu yazıyı yayımladıktan hemen sonra verdiÄŸi e-posta adresinden kendisiyle iletiÅŸime geçeceÄŸim. Öyle bir ÅŸey olacağını zannetmiyorum ama bir hafta içinde Maide’yle konuÅŸamazsam hediyeler bir sonraki ismin olacak. [Bir sonraki isim çekiliÅŸteki ÅŸahitlerimizden biri olduÄŸu ve sonucu gördüğünden kalp krizi geçirdiÄŸinden bugün hastanede ziyaretine gideceÄŸim.]

sonuclarSonuçların tam listesi için tıklayın.

Son olarak, çekilişi çok karıştırmamak için yazdığınız yorumlara cevap yazamadım ama hepsi çok güzel ve anlamlıydı. Altıncı yaşa büyük bir coşkuyla ve yazma arzusuyla girmemi sağladılar. Çok teşekkürler.

Hep birlikte nice yaÅŸlara!

Sanat üstüne

Gizli alanlar

İspanyol sanatçı José Manuel Ballester Gizli Alanlar (Espacios Occultos)  ismini verdiği serisinde klasik tabloların fotoğraflarını çekmiş ve dijital ortamda bu tablolardaki insanların hepsini silmiş. Böylece resimlerde insan figürleri yüzünden arka planda kalan tüm gizli alanlar görünür hale gelmiş. Fikir çok orijinal olmasa da ortaya çıkan sonuç bir hayli enteresan ve ilk bakışta çarpan cinsten.

Ballester’in bu çalışmalarıyla ilk kez geçen sene karşılaÅŸmıştım. Ama o günlerde Ä°nternet’te konuyla ilgili fazla kaynak bulanamıyordu. Bilboa’daki Guggenheim birkaç eserini satın alınca Ballester de o gizli yerinden çıktı ve Ä°nternet’te “görünür” oldu.

Daha fazla uzatmadan sizi sanatçının Gizli Alanlar serisinden örneklerle baÅŸbaÅŸa bırakacağım. Sizce en çarpıcısı hangisi? Ben Goya’nın Üç Mayıs‘ı ile Bosch’un Dünyevi Zevkler Bahçesi arasında gidip geliyorum.

Son AkÅŸam YemeÄŸi – Leonardo da Vinci, 1498

jose manuel ballester -last supper OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Sanat üstüne

Resimleri yemeyin!

Dont_Eat_the_Pictures

1983 yılında Susam Sokağı’nın bir saatlik özel bir bölümü yayımlandı. Bu bölüm, Metropolitan Sanat Müzesi’nde geçiyordu ve çok matrak bir ismi vardı: Resimleri Yemeyin (Don’t Eat the Pictures)

ÇoÄŸu Susam Sokağı karakterinin yer aldığı bölümde, Minik KuÅŸ, arkadaşı Snuffy’le buluÅŸmak için müzeye gider. DiÄŸer karakterler de Minik KuÅŸ’un yanındadır. Fakat kahramanlarımız müzeye ulaÅŸtığında kapanış saati de gelmiÅŸtir. Minik KuÅŸ, Snuffy’i bulma konusunda o kadar hırslıdır ki ortadan kaybolur. DiÄŸerleri kuÅŸu gruplar halinde aramaya baÅŸlarlar. Bu sırada müzenin kapıları kapatılır ve kahramanlarımız Met’te kilitli kalarak geceyi orada geçirirler.

OKUMAYA DEVAM EDÄ°N