Tavsiye vermek konusunda hevesli bir insan deÄŸilim. Hele de tanımadığım insanlara bir ÅŸeyler önermekten kaçınırım. Hem insanların nelerden zevk aldığı konusu tamamen muamma olduÄŸu hem de “Paris’e gittiyseniz mutlaka Louvre Müzesi’ne gitmelisiniz” gibi tavsiyeleri birazcık komik bulduÄŸum için. Basit bir aramayla bulunabilecek ÅŸeyler için uzun cümleler kurmak/kurdurmak beni mahçup hissettiriyor (eÄŸer soruluyorsa soran adına, eÄŸer sorulmamasına raÄŸmen kendiliÄŸinden anlatıyorsa anlatan adına mahçup oluyorum). Sanırım okul hayatımdan kalma bir duygu bu. Mail grubuna “bu konunun nasıl çözüleceÄŸini bilen var mı?” diye bir soru geldiÄŸinde cevap olarak “Google” yazılması soranı zor ve utanç içinde bırakan bir durumdu grubumuzda. Hâlâ da pek çok konuda böyle bir utanç yaÅŸamaktan korkarım.
Tüm bu hislerime raÄŸmen bugün size Mougins Klasik Sanat Müzesi’ni anlatacağım. Çünkü iyi sebeplerim var. Bu müze Güney Fransa’da konuÅŸlanmış müzeler arasında en az reklam yapan ve yaptığı reklamla insanları “yapmasa daha mı iyi?” diye düşündürtecek kadar yanlış yönlendiren bir kurum. Bugün bu müzeye gitmenizi tavsiye eden bu yazıyı yazıyorum çünkü iyi araÅŸtırarak seyahate çıkmış olmama raÄŸmen bileti aldıktan sonra bile ziyaretimin gerekliliÄŸi konusunda şüphelerim vardı. Oysa müzeden çıkarken “iyi ki girmiÅŸim” diye düşündüm.
İsterseniz hikâyemi en baştan anlatayım: