Bu da nedir diyenler için şurada bir açıklama var.
Eskiden bir arkadaşım tanıdığımız biri hakkında “patlamaya hazır bir sivilce gibi. Dokunman yeterli.” benzetmesini yapmıştı. Bugün Christopher Isherwood ve üçüncü hafta kitabım Goodbye to Berlin için tıpkı bu tasvirdeki gibiyim. Dağınık bir yazı olmaması adına biraz daha beklemeye karar vermiÅŸtim. Ama beklemek kafamdaki fikirleri maalesef unutmama sebep olmadı. Ben de ikinci haftadan öğrendiÄŸim listeleme yöntemiyle sizlere seslenmeye karar verdim. Ä°ÅŸte Isherwood‘la bir haftam nasıl geçti listesi böyle ortaya çıktı:
* Geçen haftaki planım Goodbye to Berlin‘i okumak ve ardından bu romandan uyarlanarak çekilen Cabaret ve I am a Camera‘yı izlemekti. Biraz daha abartarak yazarın bir diÄŸer eseri olan A Single Man‘in Fatih Özgüven çevirisini okuyabileceÄŸimi hem de 2009’da Tom Ford’un yönetmenliÄŸinde çekilen filmini izleyebileceÄŸimi düşünmüştüm. EÄŸer ikinci kitap nedensiz bir ÅŸekilde hala kargoda olmasaydı bu amacıma ulaÅŸabilirdim de. Sonuç olarak bugün sizlere Goodbye to Berlin‘i ve Lodge’ın Introduction to a Character makalesini okumuÅŸ, ardından I am a Camera ve Kabare‘yi izlemiÅŸ olarak sesleniyorum.