Haziran ayının bir haftasını Tallinn’de geçirdim. Tallinn’le ilgili gitmeden önce bilmediÄŸim en önemli ÅŸey bu ÅŸehri çok seveceÄŸimdi. Büyüdüğüm ÅŸehri, büyüdüğüm haliyle anımsatan bu kentten çok hoÅŸlandım. Umarım hayal ettikleri hızla zenginleÅŸmezler ve gene umuyorum ki zenginleÅŸtiklerinde o güzel semtlerini (mesela Rus mahallesini ya da Kadriorg’u ya da sanayi bölgesini ve elbette ki sahillerini) ÅŸu anki haliyle muhafaza edebilirler.
Ä°pucu veren insanlardan olmadığımı bilirsiniz ama eÄŸer yolunuz Tallinn’e düşerse Must Puudel’de Bob Dylan dinleyerek Punk Ipa için, Kadriorg Parkı içindeki ulusal müze Kumu’yu ziyaret ederek Eston sanatçıları tanıyın, gene Kadriorg’daki Gourmet Cafe’de dünyanın en sert espressosuyla birlikte sunulan Fransız kahvaltısını deneyin, F-Hoone’da yemek yiyin, Linnahall’a anlam yüklemeye çalışın, kehribar yerine yerel tasarımcıların fantastik ürünlerini satın alın, Kodu Bar’da tuhaf Ruslarla, Drink Bar’da tuhaf Amerikalılarla tanışın, Lauluvaljak’ta konsere gidin ve en önemlisi kentin en güzel kitabevi olan Slothrop’s uÄŸrayıp “merhaba” dedikten sonra kitap satın alın. Dünyanın neresinde olursanız olun kitap satın almayı ihmal etmeyin ki güzel kitabevleri kapılarını kapatmasın.
Geri döndüğünüzde de bana teÅŸekkür edin (Åžimdiden “bir ÅŸey deÄŸil”).
Yukarıda anlattıklarım dışında şehrin birçok çekici noktası daha var. Örneğin Tallinn, babaannelerinize alabileceğiniz binlerce hediye seçeneğiyle de gönüllerin birincisi.
Åžehirde yapılabilecek en güzel ÅŸeylerden biri de serin sabahlarda Kadriorg’un üç caddesi A. Weizenbergi, L. Koiudula ve J. Köleri’de yürüyüşe çıkmak ve eski Tallinn evlerinden ne kadar hoÅŸlandığınızı düşünmek. Ben bir kereyle yetinmedim (Bunun Gourmet Cafe’de iki Fransız kahvaltısı ettiÄŸini anımsatmama gerek var mı?)
Tallinn’e kadar gitmiÅŸken gerçek bir kumarbaz olarak Baltık Denizi’nde bir kumar gemisiyle turladım. Kumardan başımı kaldırabildiÄŸimde gördüğüm manzara eÅŸsizdi.
Sanırım size Suomenlinna adalarından da bahsetmem gerekiyor. Aşağıdaki slayt gösterisinin bu adaları anlatmakta daha başarılı olacağına inanıyorum.
Tallinn’den dönerken “Geri döneceÄŸime yemin ederim” diye ant içtim. Blog’un takipçileri bunun ikinci yeminim olduÄŸunu fark edecektir. Sözlerini tutmakta ne kadar baÅŸarılı bir insan olduÄŸumu ise zaman gösterecek.
Hiç yorum yok