Bu da nedir diyenler için şurada bir açıklama var.
Bu proje kapsamında ilk kez tanıştığım yazarlarla ilgili yorum yaparken kurduÄŸum her cümle tek bir kitabına baÄŸlı kalacağı için hem çekiniyor hem de geriliyorum. Åžimdiye kadar yazarların diÄŸer eserlerini de okuyup haklarında daha fazla fikir edinerek problemime çözüm bulmaya çalıştım. Malcolm Bradbury’de ise bu çabaya girmedim. Ãœniversitede sosyoloji dersleri veren Howard Kirk’ün kahramanı olduÄŸu romanı The History Man (Tarih Adam) aynı zamanda benim Bradbury hakkında konuÅŸmamı saÄŸlayan tek yapıt olma özelliÄŸini de taşıyor.
The Defeat of Privacy isimli kitabıyla tanınan Howard Kirk’ün hikâyesini okurken karakterlerdeki derinlik eksikliÄŸinden, hiçbirinin iç dünyalarında ne düşündüğünü bilmiyor ve anlamıyor olmamdan çok rahatsız oldum. Okuyucu olarak Kirk’ün herhangi bir olay karşısında verdiÄŸi tepkiyi yargılayamıyordum çünkü adamın aslında ne hissettiÄŸi konusunda fikrim yoktu. Kurgu geleneÄŸinde en basit haliyle karakterlerin birbirlerine yazdıkları mektuplarla bizlere verilen iç düşünceleri bu romanda bulamamak, Joyce, Proust ve onları takip eden meslektaÅŸları gibi okuyucuyu bilincin derinliklerinde dolaÅŸtıran yazarlara alışmışken gözüme büyük bir eksiklik gibi göründü. Oysa Bradbury “yüzeyde kalarak” Lodge’ın ilgisini çekmiÅŸti. Bugün The History Man hakkında yazmamın tek sebebi tam da bu yaptığıydı.
Howard Kirk, The Defeat of Privacy‘de kendine özgülük diye bir ÅŸeyin olamayacağını savunuyor. Bradbury de tüm roman boyunca derine inmeyerek bu anti-humanist tezin doÄŸru olabileceÄŸi bir dünyayı bize sunmaya çalışıyor. Öykü çoÄŸunlukla Howard’ın gözünden anlatılsa da yüzeyde olma hali sebebiyle Howard’ı bile tam olarak anlayamıyor ve yargılayamıyoruz (çünkü Howard’ın içinde “kendisi” olamaz).
Karakterlerin derinlemesine psikolojik analizlerinin bulunmadığı The History Man diyaloglardan ve betimlemelerden oluÅŸuyor. Bradbury, betimlemelerde de yüzeyden ayrılmamaya çok dikkat etmiÅŸ. Kirk’lerin evinin dekorunu, öğrencilerin ve fakülte çalışanlarının seminer veya partilerdeki davranışlarının sadece “dışarıdan” algılanışını detaylı bir ÅŸekilde anlatmış. Diyaloglarda ise taraflardan hiçbiri kayrılmıyor. Zaman geçiyor ve karakterlerimiz bilinmez bir geleceÄŸe doÄŸru tüm derinliksizlikleriyle ilerliyorlar.
Eserin bu ÅŸekilde yazılmış olması okuyucu üzerinde ister istemez komik bir etki de bırakıyor. ÖrneÄŸin, Howard’ın meslektaşı Flora ile olan yatak sahnesinde taraflardan en az birinde duygu ve heyecan olmasını beklerken tam tersi bir durumla karşılaşıyoruz: Ä°kili cinsel iliÅŸki sırasında Howard ve eÅŸi Barbara’nın evlilikleriyle ilgili sohbet ediyorlar. Howard ve Flora’nın konuÅŸmasındaki git gellerde de komiklikler var. Howard, eÅŸinin kendisinin “sahte ve hatalı bir adam” olduÄŸunu düşündüğünü açıkladığında Flora’nın tepkisi beklenmedik bir ÅŸekilde “çok hoÅŸ omuzların var” oluyor. KonuÅŸma bu yöne doÄŸru kayarken Bradbury’nin biz okuyuculardan kısa bir an bile olsa Howard’ın gerçekten sahte ve hatalı bir insan olup olmadığını düşünmemizi beklediÄŸini zannediyorum. Ama o kadar yüzeydeyiz ki sevgili Bradbury, bir türlü karar veremiyoruz ve bu kararsızlığımız ile de haftayı sonlandırıyoruz.
Bir sonraki haftanın konusunun ne olacağıyla ilgili gene fikrim yok. Özellikle tercih ettiğiniz bir konu varsa duymak isterim. Eğer yoksa belki de aşağıdaki hanım kızımızı güldürmeyi devam edeceğimiz bir hafta olur. Kim bilir?
* Resimleri buradan ve buradan aldım. Onların nereden aldıklarını ise bilemiyorum.Telif hakları yayıncı kuruluÅŸlara aittir. Güzelonlu’da sadece bilgilendirme amaçlı kullanılmıştır.
2 Yorum
Proje listesindeki Evelyn Waugh kitabını öneriyorum. O kitabı ben de okumadım ama yazar çok ilgimi çekiyor. Lodge’un da en sevdiÄŸi yazarlar listesinde ilk 10’a girer sanıyorum. “Proje”yi çok takdir ettiÄŸimi de belirtmeden geçemeyeceÄŸim. Çok düzenli ÅŸekilde kitap okuyabilirim ama listeler konusunda aynı ciddiyeti gösteremiyorum. Kendi kendime yaptığım basit bir okuma listesinde bile araya kırk farklı kitap karışıyor :) Becere bilseydim ben de projeye baÅŸlamak isterdim. BaÅŸarılar!
Evelyn Waugh ne zamandır aklımda. Ama daha kitabı okuyamadım. Bundan sonra yazacağım ilk üç-dört yazı arasında olacak diye yeni bir hedef koyayım kendime.
İyi temennileriniz için çok teşekkürler. Ben de bu projede çok istikrarlı gidemiyorum ama gene de bırakmayıp devam etmem bile sonunu görebileceğime dair olan inancımı güçlendiriyor. Yoksa çoğu listede sizle benzer şekilde hareket ediyorum. Beş liste yapıp sonrasında alakasız bir kitabı okurken kendimi bulduğum çok oldu.