Bu kategorinin altındaki yazıları inceliyorsunuz:

Kısa kısa

Günlerin getirdikleri, Kısa kısa

Cumartesi gecesi

cumartesi gecesi atesi

Kış bana çok zarar verdi. Kar yaÄŸdığında daha “bon hiver” diyemeden düşüp kolumu incittim. Geçen hafta ise soÄŸuk algınlığı tüm bedenimi esir aldı. Fakat olaylara iyi yanından yaklaÅŸalım. Bu cumartesimi günlerdir bakmadığım sitelerde dolaÅŸarak geçirdim ve ne mutlu ki okuduklarımı sizinle de paylaÅŸacağım.

* Harika, harika, harika! Guggenheim Müzesi’nin kataloglarını paylaşıma açmasının ardından Metropolitan Museum of Art da benzer bir uygulamaya geçmiÅŸ. İçlerinde öyle güzel kitaplar var ki heyecanım çok büyük. Kitapları online olarak okuyabileceÄŸiniz gibi pdf’ini de indirebiliyorsunuz. Hadi hemen okumaya baÅŸlayalım.

* Genellikle bir filmi izlemeden arkasından konuÅŸmam ama Greetings from Tim Buckley‘nin fragmanı sizce de çok itici olmamış mı?

* Sosyal paylaşım ortamlarında fazla vakit geçirmediğim için bıkılan bazı espriler bana komik gelebiliyor. Sanırım bu sebepten hem hipster playlist skecini hem de Instagram klibini sevdim.

* Gülmek demiÅŸken Ron Swanson‘ın adı artık menülerde de geçiyormuÅŸ.

* The Royal Tenenbaums’taki kitaplar ve dergiler.

* “J-Law”ın Altın Küre ödül konuÅŸmasındaki göndermesini anlamayanları buraya alalım.

* Bill Murray’nin gerçek bir gecekuÅŸu olduÄŸunu biliyor muydunuz? Justin Cozens biliyormuÅŸ.

* Live From New York: An Uncensored History of Saturday Night Live, as Told By Its Stars, Writers and Guests: Bu kitabı hediye ettiğimde sevinecek çok tatlı birini tanıyorum.

* Ve Murray’nin anlattığı ÅŸu hatıra, çok dokunuyor.

Ufak bir duyuruyla sizlere veda edeceÄŸim. Son zamanlarda beni heyecanlandıran yeni ÅŸarkılar dinleyemememe çok üzülüyorum. O kadar çok üzülüyorum ki seveceÄŸim yeni parçaları benimle paylaÅŸanların adreslerine ev yapımı harika cookie’ler gönderebilirim (Ben de hiç fark etmemiÅŸtim meÄŸer harika cookie yapabiliyormuÅŸum). Ben olsam bu fırsatı kaçırmazdım, ÅŸarkıları bekliyorum. Sevgiler.

Kısa kısa

Kayıtsız kalamadım

Internet’te takip ettiÄŸim birçok sitenin ve blog’un hayranlıklarını gizlemedikleri ve her bölüm sonrası derin analizler yaptıkları Girls, son ödüllerden de eli boÅŸ dönmeyince televizyondaki tek güzel ÅŸeyin Mad Men olduÄŸu yargımın yanlış olup olmadığını görmek için diziyi izlemeye karar verdim. Merak edenler için sonucu baÅŸtan söyleyeyim: Bence televizyondaki tek güzel ÅŸey hâlâ Mad Men.

girls OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Kısa kısa

Sarı Ay

Belki biz bir hikâyede bile yokuz, belki kimse biz olmak nasıl bir şey hayal bile edemiyor, belki biz o aptal çirkin ayakkabılar ayağımızda Inverkeithing istasyonunda öylece dikilmiş duruyoruz ve çevredeki herkes bize bakıp şöyle düşünüyor:

Aptal.
Çirkin.
Aptal.
Çirkin.

[Eserin telif hakkı Duane Michals’a aittir. Görseller bilgilendirme amaçlı olarak kullanılmıştır.]

Günlerin getirdikleri, Kısa kısa

Tabaklar

Birkaç sene evvel Lahey’deki Gemeentemuseum‘u ziyaret etmiÅŸ ve müzede açılan geçici Picasso sergisinde gördüğüm tabakları çok sevmiÅŸtim. O gün baÅŸlayan tabak sevgim zaman geçtikçe büyüdü ve farklı amaçlar için üretilmiÅŸ farklı görünümdeki pek çok tabak ilgi alanıma yavaÅŸ yavaÅŸ girdi.

Geçen yıllar bana koleksiyonu yapılan diÄŸer objeler gibi tabak sevgisinin de pahalı bir hobiye dönüşebileceÄŸini öğretti. Bu yüzden beÄŸendiklerime temkinli yaklaşıyorum (ÖrneÄŸin bazı Royal Albert’lara). Uzun süredir gözüme kestirdiÄŸim Suet Yi’leri ise dayanamayıp satın aldım. Suet Yi ile tanışmam ÅŸu tabağı ile olmuÅŸtu. Yi’nin çalışmalarını incelerken kırmızı ÅŸapkalı çocuk ucundan Holden Caulfield‘ı anımsattığından hoÅŸuma gitti. DiÄŸerlerini ise kırmızı ÅŸapkalıya arkadaÅŸ olmaları için seçtim. OKUMAYA DEVAM EDÄ°N