Herkese merhaba. Ne zaman Güzelonlu’yu çok sevdiÄŸimi ve buraya her gün yazmak istediÄŸimi düşünsem yazılara aylarca ara veriyorum. Baktım bu sefer de öyle olacak, duruma el koymaya karar verdim.
Sosyal medyayı daha çok kullanmaya baÅŸladığımdan beri hoÅŸuma giden/gitmeyen ufak tefek ÅŸeyleri sizlerle daha sık paylaÅŸabiliyorum. Gene de klasörlerimin tozlu raflarında kalan çok fazla konu var. Dün o klasörleri karıştırırken, “kırmızı olsun, beÅŸ kuruÅŸ fazla olsun” diyen bir toplumda yetiÅŸsem de ilgimin pembeye yöneldiÄŸini fark ettim. Oysa bu renge karşı sempatim olduÄŸunu bile bilmiyordum.
Ama biraz sonra göreceğiniz üzere varmış. Yazının devamını okuyacaklardan ufak bir ricam olacak. En çok hangi resmi sevdiğinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim.
Yukarıdaki resim benim son günlerdeki favori ressamım Milton Avery’e ait. Avery, 1920’lere kadar Amerikan izlenimciliÄŸini takip etmiÅŸ. 1920’lerin ortasında New York’a taşınmasıyla birlikte ÅŸekilleri basitleÅŸmiÅŸ, eserlerinde renkler ön plana çıkmış. Avery’nin renk kullanımı Mark Rothko, Barnett Newman, Helen Frankenthaler gibi pek çok genç ressama da ilham vermiÅŸ. Ayrıca, Avery ve Rothko çok yakın arkadaÅŸlarmış. EÄŸer Avery’nin pembeli kadınını beÄŸendiyseniz diÄŸer çalışmalarına bakmanızı tavsiye ederim.
OKUMAYA DEVAM EDÄ°N