Kitaplar

Kitaplar

kitapBugün sizi iyi yetiÅŸtirilmiÅŸ bir güneyli hanımefendisi misali “hühü” diye selamlıyorum. Nasılsınız acaba?

Her yıl kitabevi dolaÅŸma sıklığımın biraz daha azalması beni üzüyor. Internet’ten alışveriÅŸin çok kolaylaÅŸmasına ve dahası mobil okuma araçlarına karşı koyamıyorum (Kindle’ın her yeni çıkan versiyonu bir öncekinden daha güzel). Ama bir yandan da “kitaba sahip olma” isteÄŸimi durduramıyorum. Bu romantizm mi yoksa eski kafalılık mı henüz karar veremedim. Her ÅŸeye raÄŸmen sevdiÄŸim bir kitabevini ziyaret ediÅŸimde hissettiÄŸim mutluluk hâlâ öylesine güzel ki.

Geçen hafta da bu ziyaretlerimden birini gerçekleştirdim. Bu sefer aldığım kitaplar ise Sıradan Kadınlar Düşü (Samuel Beckett), Bir Kapıdan Gireceksin (Umut Tümay Arslan), Gizli Tarih (Donna Tartt), Rus Edebiyat Dersleri (Nabokov), Bir Son Duygusu (Julian Barnes) ve Boş Koltuk (J. K. Rowling) oldu.

Samuel Beckett’in ilk romanının ve Barnes’a Booker kazandıran The Sense of an Ending‘in Türkçe’ye çevrildiÄŸini görünce duruma kayıtsız kalamadım. Daha önceki yazımda bahsetmiÅŸtim: SevdiÄŸim yazarların kitapları Türkçe’ye çevrilince talebin fazla olduÄŸunu göstermek için bir tane satın alıyorum.

Bir Kapıdan Gireceksin‘den Meltem Gürle’yle (zannediyorum) Altyazı Dergisi’nde yapılan röportajı okumam sayesinde haberim oldu. Ãœlkemizin son dönem sinemasıyla ilgili farklı yazarların denemelerinden oluÅŸan bir kitap. Henüz bitiremedim. Ama okuduÄŸum denemelerin ardından yazarıyla konuÅŸma/tartışma isteÄŸiyle doldum. Bu da önemli bir göstergedir. DeÄŸil mi?

Donna Tartt’ın Gizli Tarih‘iyle karşılaşınca bu kitabı nereden hatırladığımı bir süre düşündüm. Sonunda, en iyi kampüs romanlarından biri olduÄŸunu iddia eden yazıyı hatırladım. Bazılarınızın bildiÄŸi üzere “kampüs romanları” benim hassas noktam. En iyi olduÄŸu söylenen bir kitabı kendim deÄŸerlendirmezsem olmazdı. Olmadı da.

Rus Edebiyat Dersleri‘nin Türkçe’ye çevrilmesine çok sevindim. Daha önce okumamıştım. Bu yaz okumayı planladığım kitaplardan biri oldu.

Rowling’in BoÅŸ Koltuk‘unu niye aldığımı (Madem alacaktım niye orijinali almadım?) hiç bilmiyorum. Ben Harry Potter’la yetiÅŸmiÅŸ nesilden de deÄŸilim. Sanırım çıkardığı tantananın bir an için etkisinde kaldım ve Rowling’in ne yazdığını merak ettim. Åžu günlerde kitabı okuyorum, kitapla ilgili ilk fikrim “daha iyi yazarlar okumuÅŸtum” oldu. Ama henüz bitmedi. Haksızlık etmek istemem.

tiyatro kitaplari

Size beni heyecanlandıran iki kitaptan daha bahsetmek istiyorum. Contemporary British Playrights ve The Theatre of the Absurd. Bana kattıkları ve katacakları onları gözümde daha da güzelleştiriyor. Burada bu kitapların içeriği ile ilgili daha detaylı yazmayı isterim. Ama baharın güzelliği ile sersemlettiği bu Pazar gününde değil.

Çünkü bu Pazar günümü, gribimle yatağımda geçirmeye kararlıyım. Bu benim 2013 yılı içinde altıncı kez grip oluşum. Sizce yıl sonuna kadar dünya grip olma rekorunu kırabilecek miyim?

Yatakta geçirdiÄŸim günlerin en iyi arkadaÅŸlarından biri, her ÅŸeyin ötesinde çok iyi bir insan olduÄŸuna inandığım fotoÄŸraf sanatçısı André Kertész’in polaroidler kitabıdır. Bu kitabın bende uyandırdığı farklı duyguları ve verdiÄŸi ilhamı çok seviyorum.

andre kertesz polaroids -1

andre kertesz polaroids -2

andre kertesz polaroids -3

andre kertesz polaroids -4

Umarım siz de güzel bir şeyler hissetmişsinizdir. Sevgilerle.

Previous Post Next Post

Bir de bu yazilar var

Hiç yorum yok

Yorum yazın