Sanat üstüne

BaÅŸka pembeler

Herkese merhaba. Ne zaman Güzelonlu’yu çok sevdiÄŸimi ve buraya her gün yazmak istediÄŸimi düşünsem yazılara aylarca ara veriyorum. Baktım bu sefer de öyle olacak, duruma el koymaya karar verdim.

Sosyal medyayı daha çok kullanmaya baÅŸladığımdan beri hoÅŸuma giden/gitmeyen ufak tefek ÅŸeyleri sizlerle daha sık paylaÅŸabiliyorum. Gene de klasörlerimin tozlu raflarında kalan çok fazla konu var. Dün o klasörleri karıştırırken, “kırmızı olsun, beÅŸ kuruÅŸ fazla olsun” diyen bir toplumda yetiÅŸsem de ilgimin pembeye yöneldiÄŸini fark ettim. Oysa bu renge karşı sempatim olduÄŸunu bile bilmiyordum.

Ama biraz sonra göreceğiniz üzere varmış. Yazının devamını okuyacaklardan ufak bir ricam olacak. En çok hangi resmi sevdiğinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim.

milton avery

Yukarıdaki resim benim son günlerdeki favori ressamım Milton Avery’e ait. Avery, 1920’lere kadar Amerikan izlenimciliÄŸini takip etmiÅŸ. 1920’lerin ortasında New York’a taşınmasıyla birlikte ÅŸekilleri basitleÅŸmiÅŸ, eserlerinde renkler ön plana çıkmış. Avery’nin renk kullanımı Mark Rothko, Barnett Newman, Helen Frankenthaler gibi pek çok genç ressama da ilham vermiÅŸ. Ayrıca, Avery ve Rothko çok yakın arkadaÅŸlarmış. EÄŸer Avery’nin pembeli kadınını beÄŸendiyseniz diÄŸer çalışmalarına bakmanızı tavsiye ederim.

OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Güzel şeyler

Güzel ÅŸeyler no.4: Heinrich Kühn’ün masalsı fotoÄŸrafları

1866 yılında Dresden’de doÄŸan Alman-Avusturyalı fotoÄŸrafçı Heinrich Kühn’ün izlenimci ressamların tablolarını anımsatan fotoÄŸraflarını ilk gördüğümde, bakanda düş görüyormuÅŸ izlenimi uyandıran renkleri nasıl elde ettiÄŸini anlamadım. Kısa bir Internet araÅŸtırması sonucunda Kühn’ün patenti Lumière KardeÅŸler’e ait olan autochrome yönteminin öncü kullanıcılarından biri olduÄŸunu öğrendim (Masalsı fotoÄŸraflar çekip beni kalbimden vurmasını saÄŸlayan bu yöntemle ilgili ayrıntılı bilgiye burayı tıklayarak ulaÅŸabilirsiniz).

Kühn’ün tarihsel önemi de büyük. FotoÄŸrafları, fotoÄŸrafçılığın baÅŸlı başına bir sanat kabul edilmesinde büyük rol oynamış. AÅŸağıda sizler için seçtiÄŸim fotoÄŸraflarını göreceksiniz. Güzelliklerini kaçırmanızı istemediÄŸimden aralarda uzun uzun müdahale etmeyeceÄŸim.

Heinrich Kühn OKUMAYA DEVAM EDİN

Sanat üstüne

Dövmeler

Yakın arkadaÅŸlarımdan biri dövme yaptırmaya karar verince dövme konusu gündemimize bomba gibi düştü. Birbirlerinin hareketlerini taklit eden ergen çocuklardan farkımız olmadığı için birdenbire hepimiz birer dövme sevdalısı kesildik. Bu olayın bana etkisi ise “aslında ne zamandır ‘şöyle’ ufak bir dövme yaptırmak istiyordum. Tam da rast geldi” ÅŸeklinde oldu.

Internet’te istediÄŸim figür için dövme desenleri ararken aÅŸağıdaki komik fotoÄŸrafla karşılaÅŸtım. 1950 yılında Paris’te yapılan En Güzel Dövme Yarışması’nın fotoÄŸraflarını Robert Doisneau çekmiÅŸ. Yarışmaya katılan insanların ne kadar eÄŸlenmiÅŸ olabileceÄŸini düşünürken Doisneau’nun bu konuda baÅŸka fotoÄŸrafları var mı diye de bakındım. Ve tahmin edin sonuç oldu? Elbette ki vardı.

Contest Of The Most Beautiful Tattoo OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Sanat üstüne

Sabah Güneşi

Sosyal medya kullanımının hayatıma en önemli etkisi sanatçıların doÄŸum ve (varsa) ölüm tarihlerini günü gününe takip etmeye baÅŸlatması oldu (Müzelere, dergilere ve sanata ilgi duyan sosyal medya kullanıcılarına teÅŸekkürler). Bu durum çoÄŸunlukla komiÄŸime gitse de kendimi kaptırdığım zamanlar oluyor. Tıpkı bu hafta Twitter’da Edward Hopper’ın doÄŸum günü olduÄŸunu okuduÄŸumda olduÄŸu gibi.

Hopper kiÅŸisel tarihim için önemli bir insan. Çünkü ergenliÄŸimde sevip de sevmeye devam ettiÄŸim ve dahası sevdiÄŸim için küçük utançlar duymadığım nadir sanatçılardan. Bu hafta hakkında bu kadar düşünüp türlü türlü tweetler atınca ressamın doÄŸum günü için blog’da da ufak bir kutlama yapmanın harika bir fikir olduÄŸuna karar verdim.

Konu Edward Hopper olunca birçok şey anlatabilirim. Ama yakın zaman önce çok sevdiğim biri aşağıda sizlerle paylaşacağım resimlerden birini bana gönderdiğinden olsa gerek aklıma ilk gelen ressamın 1952 yılında yaptığı Morning Sun (Sabah Güneşi) isimli tablosu oldu.

Edward Hopper morning sun

Ressamın bu tablosunda da -diğer tablolarının çoğunda olduğu gibi- 43 sene birbirlerine severek ve döverek (yer yer ısırarak) evli kaldığı eşi Jo Hopper poz vermiş.

OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Güzel şeyler

Güzel ÅŸeyler no.3: Saul Leiter’ın ÅŸemsiyeleri

Sıcaklarla aranız nasıl? Benim çok kötü.

Geçen haftayı “Kış gelse de palto giysem” hayalleri kurarak ve kar fırtınası sesleri dinleyerek geçirdim. Sonra aklıma Saul Leiter‘ın fotoÄŸrafları geldi. Özellikle de kışın çektiÄŸi sokak fotoÄŸrafları. Fırtınayı dinlerken uzun uzun Leiter’ın fotoÄŸraflarına baktım. FotoÄŸrafçının çalışmaları ilk gördüğüm günden beri çok hoÅŸuma gidiyor ama bu sefer daha da hoÅŸuma gitti.

Leiter’a o kadar doyamadım ki sevgili Koltukname‘den duyduÄŸum ve birkaç sipariÅŸ verip memnun kaldığım Use Good Books‘tan bir Saul Leiter kitabı ısmarladım. (Bugün yola çıktığını öğrendiÄŸim kitabı ÅŸimdiden incelemiÅŸ ve en az %51’inden çok memnun kalmış gibi hissediyorum)

FotoÄŸraflarla bu kadar vakit geçirmek, Leiter’ın hepsi birbirinden güzel birçok ÅŸemsiyeli fotoÄŸraf çektiÄŸini fark etmemi saÄŸladı. Bugün, üçüncü güzel ÅŸeyler yazısında bunları sizinle paylaÅŸmaya karar verdim. Çünkü öyle güzeller ki bunları görmemenize gönlüm razı olmadı.

Ä°ÅŸte Leiter’ın 1950’lerde çektiÄŸi karlı, yaÄŸmurlu, insanlı, arabalı, new yorklu, paltolu, ÅŸapkalı ama illa ki hepsi ÅŸemsiyeli kış fotoÄŸrafları:

saul leiter walk OKUMAYA DEVAM EDÄ°N