Etiket:

Prado

Sanat üstüne

Bir kez daha Goya

Artık iyice yaÅŸlandığımdan mı yoksa çalışmaktan sıtkım sıyrıldığından mı bilemiyorum ama ne Internet’te ne kitaplarımın arasında yeterince vakit geçirebiliyorum. Son bir ayda iki büyük Internet baÅŸarım var.

  1. Jonathan Franzen’ın çok konuÅŸulan makalesini yayımlandıktan üç hafta sonra sonunda okuyabildim. Geç kalmış olsam da tebrik etmek isteyenleriniz varsa kabul ederim çünkü önce konuÅŸulanları duymuÅŸ sonra makaleyi okumuÅŸ biri olarak konuÅŸanların büyük çoÄŸunluÄŸunun Franzen’ın uzun ve yeni bir ÅŸey söylemeyen makalesini bitiremediklerine emin gibiyim.
  2. Ä°nternet’i okumayıp resimlerine baktığım anlarda bugün bazılarını sizinle paylaÅŸacağım çok güzel fotoÄŸraflar buldum.

Sizlerle daha önce “müze ziyaretçileri” baÅŸlıklı yazıda sanatı takdir eden insanların fotoÄŸraflarını paylaÅŸmıştım. Bu yazıdan sonra da takıntılı bir ÅŸekilde bu fotoÄŸraflardan aramaya devam ettim ve dün gece fark ettim ki bu sayede elimde Goya tablolarıyla ilgili çok sayıda fotoÄŸraf birikmiÅŸ. Bugün bunların en ilginçlerini sizle paylaÅŸmak istiyorum çünkü çok güzeller ve neden paylaÅŸmayayım ki?

Ä°lk fotoÄŸrafı, Martine Franck‘ın 1993 yılında Prado Müzesi’nde çektiÄŸi bir dizi fotoÄŸrafın arasında buldum. Goya’nın 3 Mayıs 1808 adlı tablosunu inceleyen ziyaretçi, dikkatini Fransızlar tarafından infaz edilmiÅŸ Ä°spanyol direnişçilerine vermiÅŸ. Benim bu tablodaki en sevdiÄŸim detay merkeze yerleÅŸtirilmiÅŸ beyaz gömlekli direnişçinin sol kolunun altındaki korkuyla ölümü bekleyen adamdır (sevmek için garip bir detay olduÄŸunun farkındayım).

martine franck - goya - prado museum OKUMAYA DEVAM EDÄ°N

Sanat üstüne

Bye bye love

27 Ocak 2009 tarihinden beri kimilerinin kısaca “tuhaf” olarak isimlendireceÄŸi bir his içindeyim. Çünkü bu tarihte Prado Müzesi resmi olarak Colossus‘un Goya’ya deÄŸil, Goya’nın asistanlarından Asensio Juliá’ya ait olduÄŸunu ilan etti. Uzun süredir beklenen bir karar olmasına raÄŸmen duyduÄŸum an ifademi korumakta zorlandığımı itiraf etmek zorundayım.

Goya’yı ilk tanımaya baÅŸladığım günlerde Colossus bana diÄŸer eserlerine göre yabancı ve uzak geliyordu. Ben bu devin Goya’ya ait olduÄŸuna inanamıyordum. Tamamen hissi olarak baÅŸlayan bu inancı zamanla bir mantığa oturtmayı da baÅŸardım. Her türlü tuhaflığı, acıyı, vahÅŸeti olanca sadeliÄŸine raÄŸmen kendine özgü bir ÅŸekilde çizmeyi baÅŸaran Goya’nın Colossus‘unu ressamın tarzına göre çok düz buluyordum. Çünkü Goya çizilmeyen dönemde dev çizerek farklılaÅŸamayacak kadar farklı bir adamdı. EÄŸer bir dev çizecekse bu figürün kendisine ait olduÄŸu bakıldığı an anlaşılabilmeliydi. Mesela, 1818 tarihli bakıra baskı Colossus, ressamın tüm karakteristiÄŸini barındıran bir örnektir. Sadece bir dev deÄŸil, bir Goya devidir. OKUMAYA DEVAM EDÄ°N