Bu yazıya nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Oysa anlatacak çok şeyim var. Galiba daldan dala atlayan bir yazı olmasından korkuyorum. Ama korkum bir şeye engel olamaz, bunun da farkındayım. İsterseniz her şeyin nasıl başladığını anlatarak başlayayım. Bir şeylere başladığımız anların anıları hep güzeldir ne de olsa.
Orsay Müzesi’nde “Ä°htiÅŸam ve Sefalet: FuhuÅŸun Resimleri, 1850 – 1910” isimli bir sergi açıldığını okuyunca bunun müzeyi tekrar ziyaret etmek için iyi bir sebep olduÄŸuna karar verdim. Müzeye turist kalabalığına maruz kalmamak için uzun süredir gitmiyordum. Hem sergiyi gezerim hem de koleksiyondan sevdiÄŸim eserleri bir kez daha görürüm diye düşündüm. SevdiÄŸim eserlerin bir kısmını sergilendikleri salonlar kapalı olduÄŸu için göremedim. Sergiyle ilgili ise (her zamanki gibi) eksiksiz bir sergi hazırlamış olmalarına raÄŸmen neden hayal ettiÄŸim kadar zevk almadığımı size uzun uzun anlatmak isterim. Ama ÅŸimdi deÄŸil. Serginin benim adıma en güzel sürprizlerinden biri Édouard Manet’nin La Prune (Erik) isimli tablosunun Washington’dan Paris’e ziyarete gelmiÅŸ olmasıydı. Böylece bu tabloyu ilk kez görebildim. Sergiden sonra da tablo ara sıra aklıma geldi ve onunla ilgili okumaya devam ettim.
Bu okumalarım sırasında daha önce dikkat etmediÄŸim (ve neden dikkat etmediÄŸimi anlayamadığım) bir ÅŸey fark ettim. Manet’nin Erik‘ine poz veren model ile Edgar Degas’nın ünlü tablosu Absent İçenler‘deki üzgün kadın aynı insanlardı (ta-ta-ta). Çok yıllar önce “bu kadınlar ne kadar çok benziyor” diye düşündüğümü hatırlıyorum ama nedense aynı insan olmalarına ihtimal vermemiÅŸtim.
Oysa üstteki ve alttaki tablolara bakarsanız kadınların aynılığının gün gibi ortada olduÄŸunu göreceksiniz. Hem Degas hem de Manet’ye modellik yapmış bu kadının adı Ellen Andrée. Andrée, 1870’lerde ünlü ressamlara verdiÄŸi pozlarla ünlü olmuÅŸ. Ayrıca, natüralist tarzda oyunlar sergileyen bir tiyatroda da oyuncuymuÅŸ. EÄŸer “Ä°htiÅŸam ve Sefalet: FuhuÅŸun Resimleri, 1850 – 1910” sergisini gezmeseydim, kadının sadece model ve oyuncu olduÄŸuna inanırdım. Ama bu sergi bana 1850-1910 yılları arasında Paris’te model ve oyuncu olan çoÄŸu kadının aynı zamanda hayat kadını da olduÄŸunu öğretti. Bu durumun Andrée için ne kadar geçerli olduÄŸunu ise bilmiyorum.
Olayı biraz daha ilginçleÅŸtirelim. Ellen Andrée sadece Degas ve Manet’ye poz vermemiÅŸti. Dikkatli gözler, kendisini Pierre-Auguste Renoir’nın ölümsüz eseri Teknede Öğle YemeÄŸi‘nde de görebilir. Bu tabloda ortada bir dikiÅŸte kadehi bitirecek gibi görünen ÅŸapkalı kadın Andrée’nin ta kendisi. AÅŸağıdaki tabloda kadını ayırt edemeyenler için özel bir gösterim hazırladım. Buraya tıklayarak ulaÅŸabilirsiniz.
Andrée bu üç ressama birçok kere poz vererek Paris’te ün kazanmayı baÅŸarmıştı. ÖrneÄŸin Manet’ye verdiÄŸi pozların bazılarını aÅŸağıda sizler için bir araya getirdim. Bana kalırsa, bu tablolardaki en ilginç ÅŸey kadının her resimde baÅŸka bir insanmış gibi görünmesi.
Andrée sadece üç büyüklere poz vermemiÅŸti. Henri Gervex, André Gill, Alfred Stevens ve Florent Willems gibi ressamlar da kadını model olarak kullanmışlardı. Gervex’in Alfred de Musset’nin uzun bir ÅŸiirinden esinlenerek çizdiÄŸi ve ilk sergilendiÄŸinde skandal yaratan Rolla‘sında yatakta çıplak uyuyan kadın Andrée’dir. Musset ÅŸiirinde fakirliÄŸi yüzünden fahiÅŸelik yapmak zorunda kalan Marie isimli bir genç kızla tanışıp kıza aşık olan genç burjuva Jacques Rolla’nın üzücü hikâyesini anlatır. Gervex’in çizdiÄŸi sahnede Marie yatakta uyurken pencerenin kenarında duran Rolla kızı izler. Rolla bir süre sonra zehir içerek intihar edecektir. Tablonun skandal yaratmasının sebebi Manet’nin Olympia‘sının skandalının sebebiyle aynıdır. Sorun kadının çıplaklığında deÄŸil, çıplak kadının bir fahiÅŸe olduÄŸunun tabloda vurgulanmasındadır. Gervex, bu vurguyu yatağın yanına yerleÅŸtirdiÄŸi korseyle yapmıştır. Paris Salonu jürisi tarafından “ahlaksız” bulunan tablo Olympia‘nın aksine sergiye kabul bile edilmemiÅŸti.
Andrée, Gervex’in bir diÄŸer tablosu Ameliyattan Önce’de ise hasta pozu vermiÅŸti.
Bunca yıldır bu tablolara bakıp aynı kadına baktığımı anlayamamam tam bir ÅŸaÅŸkınlık örneÄŸi. Gerçi ben bir sürü filmde Michael Fassbender’ı izleyip aynı insanı izlediÄŸini de fark etmemiÅŸ bir insanım ama tablolar benim hassas noktam olduÄŸundan bu olay beni yaraladı. Bugünlerde Andrée’nin tablolardaki yüzlerini bir araya getirip “Çok farklı çizmiÅŸler. Yoksa kesin anlardım” diye kendimi teselli ediyorum. Bir baksanıza, bu kadınların hepsinin aynı insan olma ihtimali var mı gerçekten?
Yazının sonuna geldim ama bu sefer de nasıl bitireceğimi bilmiyorum. Aniden bitirmekten çok korkuyorum. Ama korkum bir şeye engel olamaz, bunun da farkındayım. En iyisi korkumun üzerine gidip pat diye bitireyim. Pat!
12 Yorum
Camille Claudel (1988) filminde ucundan da olsa değinir modellerin hayatına :( İzlediğimden beri neden filmi yapılmaz diye düşünürüm.
Victorine Meurent ile ilgili birkaç kurgu kitap gördüm aslında ama ucuz aÅŸk romanı olup olmadıklarından emin olamadığımdan almadım. Bence bu konu bir anda popüler olacak. Biz de “bak, taa ne zaman konuÅŸmuÅŸtuk” diyeceÄŸiz. Bu arada dün şöyle bir okudum Candan, senin de ilgini çekebilir: Fornasetti tabaklarındaki kadının öyküsü. http://www.messynessychic.com/2016/01/20/the-girl-behind-the-wallpaper/
Lina Cavalieri’yi biliyordum ama bu kadar detaylı okumamıştım. En sevdiÄŸin tabak hangisi; ben koca bir fincan kahve içtiÄŸini düşündüğüm tabağı seviyorum :)
Yazıyı okuyunca Midnight in Paris geldi aklıma, asıl macera o zamanlar yaÅŸanıyormuÅŸ galiba…
Hangi tabağı daha çok seviyorum bilemedim. Ama en azından bir tane Fornasetti tabağım olmasını çok isterdim. Bir de Midnight in Paris dönemlerinde Paris’te hayalet ÅŸeklinde dolaÅŸmayı çok isterdim ben de :)
Iyi ki buldum bu blogu, şimdi en ince ayrinsina kadar keşfetme zamanı. Cok tesekkurler :)
ben teşekkür ederim :)
http://paintingsinmovies.com/m/view/id/192
Bunu paylasmaya da bilirsiniz sadece soylemek istiyorum. Bu yazinizi okuduktan sonra -buyuk ihtimal izlemis oldugunuz- Amélie’deki yaÅŸli komÅŸunun kafayı taktigi tabloyu hatirladim,sonra arastirdim.Meger filmde de o tablo uzerinden Ellen Andrée’ye gönderme yapmislar ve ben bunu bu yaziyi okuduktan sonra anliyorum, hic kalkip da kimdir nedir diye arastirmamisim.Bunun icin de tesekkurler
Yorumunuzu paylaşıyorum. Yazıyı okuyanlar bu yorumu da görsün istedim.
Absent İçenler hep ilgi odağım olmuştur ama modelin kimliği hakkında hiç bu kadar detaylıca bilgi almamışdım. Teşekkürler
Amelie.. Diyerek başlıyorum. Uzun zamandır listemde olan bu filmi bugün izlerken , bir sahnede Sandal da öğle yemeği tablosu ve bu hanımefendi ile ilgili bir konuşma geçiyor. Gerçi filimde farklı bir diyalog var ama ben burada bahsetmeyeceğim. Filmi izlemenizi tavsiye ederim. Harika..
Konuyu araştırırken kendimi sayfanızda buldum. Emeğinize sağlık harika olmuş.
Saygılarımla
teşekkürler :)
Ne güzel bir keşif olmuş :) bu bilgiler çok değerli eksik olmayın.