Fotoğraf çektim, Sanat üstüne

Gene Goya

Ä°spanya Hanedanı daha çirkinlerini görmemiÅŸ olsa gelmiÅŸ geçmiÅŸ en çirkin kral olabilecek III. Carlos ve çirkinlikte onunla yarışan oÄŸlu IV. Carlos (ve onların çirkin evlatları, eÅŸleri, kardeÅŸleri…) maalesef Goya’nın patronlarıydı. Habsburg’larla baÅŸlayıp Bourbon’larla devam eden saltanattaki bu uÄŸursuzluk hakkında saatlerce konuÅŸabildiÄŸimi daha önce kanıtladığım için bunu bir kez de burada tekrarlamayacağım, korkmanıza gerek yok. Sadece bu muhabbetlerden birinin sonucunda II. Carlos’un portrelerine baktığımız Baykal’ın “bu adamın kral olduÄŸuna emin misiniz? Kaynak gösterir misiniz?” tepkisini sizinle paylaÅŸmamın konuyu kapatmak için yeterli olduÄŸu kanısındayım.

Goya’ya III. Carlos döneminde sarayı süslemek üzere yapılacak duvar halılarının örnek kartonlarını hazırlama görevi verildiÄŸinde ressamın bundan büyük bir mutluluk duyduÄŸuna eminim. Çünkü Goya’nın o günlerdeki amacı (tahmin edebileceÄŸiniz üzere) sanatını arzu ettiÄŸi gibi icra edebilmek deÄŸil, saraya bir ÅŸekilde kapağı atabilmekti. Bu iÅŸe IV. Carlos tahta geçtikten sonra dahi devam ediyor olmasının yani duvar halısı iÅŸinden daha fiyakalı bir göreve atlama yapamamış olmasının ise onda biraz moral bozukluÄŸu yarattığını ben deÄŸil tarih yazıyor.

ÇoÄŸunluÄŸun aksine ben bu örnek kartonları sever, ara sıra ilgi gösterir, detaylarında kaybolmaktan hoÅŸlanırım. Onların Goya’nın baÅŸyapıtları olduÄŸunu iddia edecek deÄŸilim, elbette. Fakat çalışmaların bütünündeki ön-goyaca halin güzelliÄŸi hoÅŸuma gider. Bir halı için desenler de çizse, bir fresk de tasarlasa, dünyanın en çirkin saltanatının portrelerini de yapsa Goya hep kendidir zaten.

Şimdi, veliaht ve eşini eğlendirmek için çizilen neşeli gündelik yaşam manzaralarında geleceğe yönelik ipuçları bulma oyunumuzda sizinle paylaşacağım resme lütfen dikkatle bakın:

Bu çalışmada ön figürler olarak yer alan genç, sağlıklı, dinç kız ve ona eşlik eden yaşlı, buruşmuş kadın bize aşağıdaki tablonun sinyallerini vermiyor mu sizce?

Ve bu ikisindeki yaşlı kadınlar adım adım aşağıdaki resimlerin öncüsü olmamış mıdır?

Bence olmuÅŸlardır. Madem konuyu buraya getirdim, bir ekleme daha yapayım. Hem Janis Tomlinson hem de Robert Hughes aÅŸağıdaki resimle ilgili ufak bir ayrıntıya dikkat çekerler. Güzelce bir gelin kızın çirkin (ama yüksek ihtimalle kendinden zengin ve üst seviyede) bir adamla evliliÄŸini konu alan tabloya baktığınızda ilginizi ilk çeken kızın gerginliÄŸinin ve heyecanının muazzam bir ÅŸekilde ifadesi oluyor (En azından bende öyle olmuÅŸtu). Oysa Tomlinson ve Hughes düşman misali kızcağızın ayaklarına takılmışlar ve diyorlar ki “Dikkat edecek olursanız gelin ayakkabılarını ters giymiÅŸ (sağı sola ve solu saÄŸa). Goya’nın bu bilinçli hareketinin sebebi ise alt tabakadan gelen gelinin daha önce hiç bu tarzda pabuçlarının olmadığını vurgulamaktır.” Ressamın bu tarzda ironik detaylara yönelebilecek karakterde bir insan olduÄŸuna gönülden inansam da bu yorumu biraz abartılı bulduÄŸumu, insan saygı duyduÄŸu kiÅŸilerin katılmadığı fikirlerine karşı çıkarken ne hissediyorsa iÅŸte o hislerle söylemek istiyorum: Robert Bey, Janis Hanım tüm saygımla belirtmek isterim ki bana kalırsa bu yorumunuzda biraz abartıyorsunuz.

Son olarak “Ne olacak senin bu Goya’ya olan takıntın?” diyenler için son çalışmam “Goya! Adını taÅŸlara kazıdığım adam” gelsin mi? Hadi gelsin de bu yazı da burada bitsin. Hem siz kurtulun, hem ben.

Previous Post Next Post

Bir de bu yazilar var

4 Yorum

  • Reply ahmet cihat toker 15/05/2010 at 13:37

    krallarin tarifsiz cirkinligi aklima amerikalilarin cok sevdigi bir kufuru getirdi: inbreed.

  • Reply bahar malik 17/05/2010 at 06:24

    :) Zaten II. Carlos’un son Habsburg Ä°spanyol kralı olmasının sebebi adamdaki zeka geriliÄŸinin onu kimseyle çiftleÅŸtiremeyecek kadar beter durumda olmasıymış. Ailenin portrelerine kronolojik olarak bakmak akraba evliliklerinin adım adım ne yarattığını gösteren bir belgesel gibi.

  • Reply cozak 26/05/2010 at 02:27

    NeymiÅŸ bu Carlos diyor ve ekliyorum,
    bence bu II., III., IV., V. ve bilimum Carloslara bazı laflar hazırladım. Onlara şöyle sesleniyorum (rahmetli Kemal Sunal’ın bir filminde seslendiÄŸi gibi) beni gene öldüremedin yılanoÄŸlu yine geliyorum, ben öldükçe çoÄŸalırıııııımmm.
    Ve yılan oÄŸlunun adamları tırıs tırıs kaçar, kendisi de eli titreyerek hala ateÅŸ etmeye çalışır fekat nafile mermisi kalmamış…
    Sonuç don paça köye elleri bağlı şekilde yürüyerek gelmektir.
    Ve son büyülü söz;
    “let it go Carlos”

  • Reply ho? ni! 26/05/2010 at 02:50

    Peki bu gelinli tablodaki ellerini iki yana açmış çocuğa ne oldu? Büyüdü, isyan etti, vuruldu: http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Francisco_de_Goya_y_Lucientes_-_Los_fusilamientos_del_tres_de_mayo_-_1814.jpg

    Yaaa, yaaaaa, acı ama gerçek…

  • Yorum yazın