Bu kategorinin altındaki yazıları inceliyorsunuz:

Kısa kısa

Günlerin getirdikleri, Kısa kısa

Ve son hafta

Bu hafta da Internet’te gözüme takılanları sizlerle paylaÅŸmak istiyorum. Bunu son kez yapıyorum. O yüzden umarım beÄŸenirsiniz.

* Down By Law polaroidlerini beÄŸendim.
* Fitzgerald’ı yazarken çekmiÅŸler.
* Hakan Malik’in öğrettiÄŸi güzel tasarımlı siteden gelsin: New York Writers on the Magic of Central Park
* Respect!
* Sonbahar özlemiyle tutuşuyorum. Kendime son moda bir şemsiye bile almaya çalıştım. Ama ülkemize gelmiyormuş.
* Bundan hoşlanacağını düşündüğüm birkaç arkadaşım var.
*Johnny Depp’in gün geçtikçe yaÅŸlı kızılderili ÅŸeflerine benzemesine az da olsa üzülmüyor musunuz?
* Bu kitap çok güzel. (Belki ileride konuşuruz)
* Normalde kitap okumayı ve kitap okuyanları yücelten foto blog girdilerinden çok hoşlanmıyorum. Ama buna güldüğümü saklayacak değilim.
* Ä°tiraf ediyorum bu haftayı sadece bu fotoÄŸrafı sizinle paylaÅŸmak için yazdım. Gördüğüm günden beri çok yakışan altyazısı ekseninde dolaÅŸan tarif edemediÄŸim tuhaf duygular içindeyim. “Uyarmadın” demeyin diye baÅŸtan söylüyorum: Hâlâ açmamak için ÅŸansınız var. Ä°nat edenler için iÅŸte günlerdir içimi kemiren o fotoÄŸraf: Oh tanrım!

Kötü finalle yazıyı bitirmek diye buna denir. Sözün bittiği noktadayız. Bitti.

Günlerin getirdikleri, Kısa kısa

Oku, bak, dinle, gül, izle, düşün

Blogda Londra’daki film setlerinden, Poe’nun gizemli öykülerinden, The Sense of an Ending‘ten ve Boit Kızları’ndan bahsetmediÄŸim bir haftanın daha sonuna geldik. Bugün de kolaya kaçayım ve bu hafta dikkatimi çeken linkleri paylaÅŸayım isterim.

Dinle: Yaz ayları timeless classic’leri dinlemek için en güzel zamanlar bence: green is the colour of her kind/quickness of the eye deceives the mind/envy is the bond between the hopeful and the damned

Gül: The Actors With the Worst On-Screen Love Lives

[Michelle Williams’ heartbreak rundown: Messy, painful divorce (Blue Valentine); Adulterous longing (Take this Waltz); Widowed literally while committing adultery (Incendiary); Cheated on by husband, with another man (Brokeback Mountain); Murdered (Shutter Island); Dated James Van Der Beek (Dawson’s Creek)]

İzle: Böyle insanların varolduğunu bilmek ne kadar güzel: Herb and Dorothy

Bak: Wes Anderson Alphabet

Buna da bak: Holden Caulfield’ın peynirli sandviçi nasıl görünüyordu? Peki Oliver Twist’in bir lokması için yalvardığı yetim yemeÄŸi nasıl bir ÅŸeydi sizce? Dinah Fried iÅŸte bunlara kafayı takmış ve sonuçta ortaya Fictitious Dishes çıkmış.

Birazcık ağla: Teknolojiyi, yeşil çevreyi, değişimi desteklememe rağmen kültürel değerlerin öylece kaybedilmesi beni çok üzüyor (yenilerinin eskilerinin küllerinden doğacağını bile bile gitmesinler, bitmesinler istiyorum): Au Revoir Village Voice

Oku: Yılın yarısı geçmişken Flavorwirecılar 2012 kitaplarını değerlendirmiş.

Düşün: Cohen’e bir kere daha kazandığımızı bırakalım mı?

Bonus: Miranda July’dan gelsin madem. This’s not the first hole (nor will it be the last)

Bu haftasonu çekinmeden eÄŸlenin, çünkü “no one looks stupid, when they’re having fun“. Hepinize iyi haftasonları.

Günlerin getirdikleri, Kısa kısa

Hafta ortası

Sonunda sessiz kumsalların, yeşil parkların, sıcak gecelerin, sarı tarlaların ve kocaman karpuzların yazı geldi. En sevdiğim dördüncü mevsimin bu ilk günlerinde sizinle bazı linkler paylaşmak isterim.

* Çok harika: Ingmar Bergman Universe

* Özellikle ilk fotoğraf hoşuma gitti: Behind the Scenes Photos of Famous Art Being Installed

* “Yes it does feel the same” (Oh!)

* Biraz da aristokratları röntgenleyelim. (Buna ne diyorsunuz?)

* Londra’da geçen filmler maratonundan sonra Bruges’de geçen filmler 100 metre koÅŸusu düzenlemeyi düşünüyorum.

* Bakanel’in yazdığı çoÄŸu ÅŸeye hak veriyorum (Neye hak vermediÄŸimi bilmiyorum sadece açık kapı bırakmak istedim).

* Buna birazcık güldüm.

* Çoğunuzun berberi okumadığının farkındayım. Ama bu videoyu kaçırmanızı istemiyorum.

* Madem yaz geldi o halde:

For whatever we lose (like a you or a me)
it’s always ourselves we find in the sea

Hepinize iyi yazlar. Umarım en yakın zamanda tekrar görüşürüz.

Günlerin getirdikleri, Kısa kısa

ve bu hafta

Rembrandt’a bakarken (2012)

Bu hafta da Internet’i okumayıp resimlerine bakmaya devam etmeye ne dersiniz? Hem belki arada hoÅŸuma giden birkaç ayrıntıyı da paylaşırım.

* Oh Brian Ferry. Bunu nasıl unutmuşum?

* Şehre Goya gelirse hiç durmam heyecanlanırım. Siz de heyecanlanın ve hemen şimdi ziyaret edin!

* Hâlâ 1990’ı on sene öncesi sananlardanım. Ä°ÅŸte olmadığına dair o kanıt.

* En iyi arkadaÅŸlarımız kitaplardır! Ben de en iyi arkadaşımla Mad Men’i konuÅŸmayı çok seviyorum.

* Bir haftadır tekrar tekrar ÅŸu fotoÄŸraflara bakıyorum. Özellikle de buna. Çünkü hepinizin bildiÄŸi gibi “fil çok güzeldir“.

* Neden bu filmi izlemek istiyorum ki?

* Lütfen uyuşturucu kullanmayın.

* Katılıyor ve arttırıyorum.

* En çok hangi filmleri merak ediyorsunuz?

“YaÅŸasın PerÅŸembe!” diyerek linklerime son veriyorum. Åžunun ÅŸurasında Cumaya ne kaldı ama deÄŸil mi?

Günlerin getirdikleri, Kısa kısa

Geçen hafta

Bir süredir Internet ve onu kullanımım ile ilgili soru soran insanlara tek bir cevabım oluyor: “Ben artık Internet’i okumuyorum sadece resimlerine bakıyorum.” Bu cümlemde az da olsa kendime haksızlık etsem de çoÄŸunlukla haklıyım. Bu Cuma gününde sizlerle geçen hafta Internet dünyasında gözüme takılan birkaç ÅŸeyi paylaÅŸmak istiyorum. Senelerin bizleri Cuma’yı iple çeken “o insanlar” haline getirmesi sizi de üzüyor mu? Ben biraz üzülüyorum. Sonra geçiyor.

* Ä°lk fotoÄŸraf ortaya çıkalı aylar olmuÅŸtu ama artık Martin Freeman’ın Bilbo Baggins halleri her yerde karşımızda. Sizce Martin, Bilbo olabilmiÅŸ mi?
* Bu fikir kimi zaman bana çok doğru geliyor.
* Salinger’ın yayınlanan ilk hikâyesi ile ilgili bir madde.
* Hiçbiriniz günün aslan berberinin yeni banner’ını beÄŸenmedi mi? Oysa bence çok güzel. Neden övgü cümlelerini duyamıyorum? (orijinal hali de burada)
* Buna sessizce güldüm.
* Bu kitabın kapağı tam da olması gerektiği gibi. Değil mi?
* Richard Cheese olsa şöyle derdi: “Here’s one for the ladies.
* Bored to Death iptal olmuÅŸ.
* Hayat bazı günler şöyle, bazen ise böyle. Siz ne düşünüyorsunuz?

“YaÅŸasın Cuma!” diyerek sizlere veda ediyorum. Sevgililerle.